- Ödemiş Belediyesi davullu zurnalı toplu iş sözleşmesi imzalandı
- Panathinaikos, Kendrick Nunn'ın sözleşmesini uzattı
- Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe'nin ardından bir ayrılık iddiası daha
- Jiletli teller kapamıştı: 15 yıldır halka kapalı koy için yeni karar
- CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, İzmir Barosu’nun İşkence Raporunu TBMM’ye Taşıdı
Sanatın çocukçası “Resa Irmak”
01 Haziran, 2019
İşte yine bir kadının gücü!..
Kadın ruhu ile işlenmiş sanat eserler!..
“Sanatın çocukçası olur mu?” diyeceksiniz, neden olmasın? Ruhu çocuk olanın, sanatı da çocuksu olur…
Türkiye'de ilk kez yaptığı üç boyutlu oyuncak kolaj tabloları ile sanat severlerin beğenisini alan Ressam Resa Irmak ruhu hep çocuk kalan insanlardan biri! İki çocuk annesi güçlü, üretken bir kadın…
Resim sanatına kattığı farklı teknikleri, çocuksu yaklaşımlarını ve duygularını Resa Irmak’ın atölyesinde konuştuk…
A.Tuncayengin: Resimle buluşma öykünüz nasıl başladı?
R.Irmak: 15 sene evvel evdeki materyallerle tablo yapmaya başladım. Önce boncuk kumaş çiçekler yapraklar metal zincirler küpeler kullanmıştım. Daha sonra torunumun oyuncaklarını değerlendirdim. Çevremdeki dostlar yaptığım tabloları beğenince çarşıdan oyuncak almaya başladım. Tekniğim ve malzeme seçme yöntemimde gelişti. 5 kişisel sergi açtım. Evde kendi kendime resim yapmaya başladım. Akrilik boya kullanarak üzerine oyuncakları ve bibloları yapıştırıyorum. Hayvanları çok sevdiğim için hayvanlarla ilgili tablolar yapıyorum. Pop-Art çalışıyorum. Doğadaki hayvanlara benzemiyor benim hayvan resimlerim. Tamamen benim özgün çalışmalarım. İki kez sanat Bienaline katıldım. Resimlerime ilgi çok fazlaydı.
A.Tuncayengin: Bu tekniği kullanan başka sanatçılar var mı?
R.Irmak: Daha önce hiç görmedim. Yeni yeni bu tekniği kullanıldığını görüyorum ben de kimseden görmedim yavaş yavaş kendimi geliştirmeye başladım. 3 boyutlu karışık teknik yaşayan tablolar. Alaylı bir ressamım o yüzden teknikleri karıştırdığım için de beni eleştirecek kimse yok. Ben kendi içimden geldiği gibi tablolarımı yapıyorum Ortaya da güzel şeyler çıktığını söylüyorlar. Teknik okuldan gelen öğretmenler benim tekniğime ilgi gösterdi. Bilgi aldılar “öğrencilerimize bu tekniği göstericeğiz” dediler. Eleştiren hocalar olduğu gibi bana destek veren öğretmenler de var. Özellikle benim oyuncak ve biblolarla yapmış olduğum çalışmaları, sanat olarak kabul etmeyenler de var. Değişik bir şey ama sanat değil diyorlar. Bence sanat dışavurumdur, sessiz çığlıktır, yeri zamanı yoktur. İnsanın kendini ifade ettiği her yer farklı tekniklerle sanata dönüşür.
A.Tuncayengin: Tablolarınızın hikâyelerini nasıl oluşturuyorsunuz?
R.Irmak: Hepsinin ayrı bir hikâyesi var. Bir objeyi elime aldığım zaman “bunun yanına ne koyabilirim” diye düşünüyorum. Bir köy olabilir veya bir deniz kenarı, balıklar olabilir, havaalanı, uçaklar, yolcu, kaptan olsun diyorum. Dokusuna ne yakışır, renklerine ne yakışır ve bu tablo neyi ifade eder, yapan kişi ne anlatmış burada diye düşündürmeli. Hepsinin bir hikâyesi var. Bu objelerle ilgili çok tablom var. Çalışmalarımda sınırsızlık ilkesi ön planda... Tabloları oluştururken beynim ve ruhum dinleniyor. Çalışmalarım bana aynı zamanda terapi oluyor. Oyuncakları değerlendirmek istedim ve ortaya bu eserler çıktı. Ailelere önerim, çocukların oyuncaklarını atmak yerine bu tip tablolar yaparak hem oyuncakları değerlendirir hem de çocuklar büyüdüklerinde onlara güzel bir hatıra bırakmış olurlar.
A.Tuncayengin: “Dünya Ötesi” başlığı ile düzenlenen 5’inci Uluslararası İzmir Sanat Bienaline kapı çalışmanızla katıldınız. Kapılarınızın hikâyesi nasıl oluştu?
R.Irmak: Kapını iki yüzüne farklı hikâyeler yaptım. Kapının bir tarafı dünya… Dünyada savaşlar, kötülükler hepsi var. Dünya ötesi kapının diğer tarafı ve o tarafa geçerken orda da mutluluk huzur buluyor insan. Bu şekilde hayal ederek yaptım. Kapının bir yüzünde teknoloji var ama amaca uygun olmayınca dünyaya zarar veriyor. Dünya ötesine geçtiğimizde kirlilik yok, kötülük yok. Hayaller bitmez, bitmemeli…
Çocukları ve oyuncakları çok seven, “Çocuklar için ne yapılabilir diye düşünürken kendiliğinden ortaya çıkan bir fikirle evde kenara köşeye atılan eski oyuncak bebekleri toplayıp, onları koltuk ve sandalyelerin üzerine oturtup, şapkalar ve takılar ekleyerek işlemden geçiren ve çerçeveleyerek üç boyutlu hale getiren Resa Irmak insana mutluluk veren eserler ortaya koymaya devam ediyor…
Çok sayıda kişisel ve karma sergisi bulunan sanatçı Irmak, resim çalışmalarına İzmir’de Seba Sanat Galerisinde devam ediyor. Su Gurubu ressamları arasında yer alan Resa Irmak, İzmir Ressamlar Derneği’nin de üyesi.
Atık malzemelerin hayat bulduğu, geri dönüşümün mutluluk yansımalarını deniz kabuklarından oyuncaklara, biblolardan doğal taşlara kadar her nesneyi tablolarında kullanan Resa Irmak’ın her eseri insana tebessüm ettiriyor…
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe'nin ardından bir ayrılık iddiası daha
'Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe' karakterini canlandıran Sibel Taşçıoğlu'nun diziden ayrılmasıyla büyük üzüntü yaşayan seyirciye bir şok haberi daha... 'Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe' karakter...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Dünyanın en sağlıklı besini seçildi!
Dünya Sağlık Örgütü dünyanın en sağlıklı besini diyerek duyurdu. 100 gramında yalnızca 21 kalori bulunan bu sebze tere. Pestisit gibi toksik maddelerin yaygın kullanımı, sağlığa zarar vermeyen meyve ve sebze bulmayı zorlaştırsa da lif açısından zengin besinlerin tüketimi hala önemini koruyor. Peki, doğru seçim nasıl yapılır?
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.