- Ödemiş Belediyesi davullu zurnalı toplu iş sözleşmesi imzalandı
- Panathinaikos, Kendrick Nunn'ın sözleşmesini uzattı
- Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe'nin ardından bir ayrılık iddiası daha
- Jiletli teller kapamıştı: 15 yıldır halka kapalı koy için yeni karar
- CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, İzmir Barosu’nun İşkence Raporunu TBMM’ye Taşıdı
Halkın siyasal inisiyatifi para ile iğfal ediliyor!
13 Ekim, 2018Paralar paralar bozulmasın aralar!..
Gözümü, aklımı, vicdanımı tırmalayan akçeli-siyasi konular çoğaldı!
Siyasetçilere sorarım;
Siyasetin akçeli bir boyutu olmasa, paradan puldan tamamen arındırılmış olsa...
Ekmeğini devletten değil taştan çıkarsalar, siyasetin rantına yaslanmadan ayakta kalabilseler...
Geçimlerini piyasada gördükleri talepten sağlayıp, yağlı belediye ve hükümet organizasyonlarını arpalık kapısı yapmış durumuna düşmeseler...
Avantadan iş alma beklentileri olmasa, hiç kimsenin, hiçbir oluşumun lütfüne, himmetine, hikmetine muhtaç olmasalar...
Kendini beğendirmenin maddi bir getirisi veya avantajı söz konusu edilemese, aralarında işveren-çalışan gibi bir bağ kurulamasa...
Menfaat icabı yukarıdakilerin gözünün içine bakmasalar…
Çıkar uğruna yaranmasalar kimseye!..
Müdanasız olsalar!
Haysiyet ve hürriyetleri ile varolsalar…
Bedel ödetecek, diyet isteyecek durumlara düşmeden, yüksünmeden ideallerine yürüseler…
Siyasetimizin anlam ve ahengi değişir, haysiyetli ve ilkeli siyasetçilerle ülkemiz yüceliğini ve yüksekliğini korumuş olurdu!..
İşte o zaman haksız rekabeti önleyen, çıkar ilişkilerini durduran, Milleti için Türk siyasetine değer aşılayan inanları severiz de, sayarız da!
Oysaki her gün adalet ve hukuk sisteminin tartışıldığı bir ülkede “Güven” üzerine kurulu yapısal reform mümkün olabilir mi?
Toplumsal bütünleşme sağlanır mı?
Bal ve parmak hikâyesi son bulur mu?
Siyasetin bittiği noktadır, siyasetçiye güvenin azaldığı, tükendiği 'çıkar ilişkisidir' akçeli işler…
Halk kendi yaşamına sahip çıkmaya karar vermediği sürece Siyaset ve para ilişkisi de böyle devam edecek.
Milletin iradesi siyaset ve para ilişkisini yenmelidir.
Temiz siyasetin de paraya ihtiyacı vardır ancak çok paraya değil, hele Fitre ve Zekat parasına hiç değil…
Halkın siyasal insiyatifi para ile iğfal edildiği sürece para siyasete sürekli yön verecektir.
Siyaset ve para... Düşman kardeşler değil ama yapışık kardeşlerdir.
Meydan-ı siyasette bunun adını “nüfuz ticareti” koymuşlar.
Nedir nüfuz ticareti?
Siyasi mevki ve makamını kullanarak, güç alarak haksız ticari işler yapmak, hazineyi soymak... Siyaset ve para yapışık kardeşler olsa da, Enver Paşa’yı “nüfuz ticaretine çekenler” olduğu gibi, “Talat Paşa” gibi de “Dur yahu ne yapıyorsun?” diyenler de vardır. “Dur ya hu!” diyen siyasetçilerimiz var mı?
****
2019 yerel seçimlerine ülke olarak yoğunlaşmaya başladık. Yerel seçimlerin önemini 24 Haziran seçimlerinin bir tür sağlaması olarak görenler de var!.. AK Partinin genel seçimlerde kaybettiği 8 puanlık kaybı geri almanın hesabını yapıyorlar. Hesapları tutturmak, sadece İl, ilçe belediye başkanlığı ve meclis üyeliklerine o şehrin siyasal, sosyal, etnik mezhepsel coğrafi haritasına uygun isimler bulmakla olmuyor.
İktidar partilerinin, devlet gücünü kullanmanın da verdiği özgüvenle yerel seçimleri çantada keklik gördüğü dönemler kalmadı. Kâğıt üstünden yürütülen hesaplarla herkes kazanmak üzerine siyaset cephesini birtakım ittifaklarla geliştirmeye çalışıyor. MHP hakkında yazmaya gerek bile yok… Davul/tokmak kimde ise, o mesele!
AK Parti İzmir için iddialı görünüyor. Bu iddiasını da 15 Temmuz, Afrin harekâtları, FETÖ ile mücadele operasyonlarının İzmir’deki birtakım katı insanların olabildiğince yumuşamasını sağlamasına bağlıyor! AK Parti’ye ve liderlerine İzmirli seçmenin eskisi kadar katı bakmayacağı yaklaşımındalar. Oysaki karne bozuksa, güven yoksa vatandaş oy vermiyor!.. Halk kandırılmayı ve ufku olmayan siyasetçileri istemiyor.
AK Parti kendi lehine sonuç çıkarmak için, İYİ Parti’nin İzmir’den alacağı oyların daha çok CHP’den geleceğine inanması 24 Haziranda da olduğu gibi İYİ Parti’nin oyları bölmek için kurulan proje partisi olduğu konusundaki düşüncemi daha da kuvvetlendiriyor!
Yaşadığı iç tartışmalar kendi seçmeninin bir bölümünü küstüren CHP seçmeni arasında “sandığa gitmeyi düşünmüyorum” diyenler için CHP yerel seçimde yeni bir iktidar ufku açabilecek mi? CHP’nin işi çok zor. Umutsuz ve kırgın seçmenini bakalım nasıl ikna edecek? Ayrıca diğer partilerin seçmenlerinden oy alabileceği adayları nasıl bulacak? İzmir’de çıkan aday adayı isimlerini yazmaya gerek duymuyorum. Çünkü CHP’de “Akçeli, parti seçmenlerinden ve diğer partilerden oy çıkarabilecek adayları tercih edecek.” Değişim yok, plan yok, yol haritası yok, karne bozuk, güven de yoksa nasıl başaracağız ya hu!
HDP yerel dinamiklerin taleplerini açığa çıkaracak politikaları izleyerek, yerelin kendi dinamiğine göre uygun ittifak adımları atmayı planlıyor. HDP olarak her yerde seçime girmeyi hedefliyorlar.
Siyasiler için buraya bir not düşeyim; gerçekçi olmayan hesaplarla uğraşmasınlar, “İzmir partilerin değil, İzmirlilerin kalesidir…”
Kayyum rejimi neyin parçası?
Kayyım rejimi de yasallaştığına göre, artık OHAL kapsamında değil 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 47’inci Maddesi’ne dayanarak kayyım ataması yapılıyor. Türkiye demokratikleşmediği sürece kayyım, Türkiye’nin bir gerçeği olarak kalacaktır. Yeni sistem içinde yerel yönetimler bir bütün olarak merkezi yönetime bağlandı. Belediyelerin hesaplarının da Hazine Bakanlığı’na bağlanması üzerinden bir tartışma yürütülüyor. İki konu da yerel yönetimleri bitiren yaklaşımlar!
Her açıdan daha eşitlikçi bir toplum yapısına doğru gidişat ülkeyi demokrasi ile kucaklaştırır. İnkâr, şiddet ve yıkımla devlet yönetilmez!
Halkların kardeşçe, el ele, barış içinde yaşamaları sağlanmadığı sürece, istisnalar olsa bile hiçbir yer, hiçbir siyasi parti için çantada keklik değil.
“En iyi siyaset en iyi hizmettir” veya “En hizmet en iyi siyasettir” sözü ve ilkesi ile “doğru aday!” seçimlerinizi merakla bekliyorum!
Yönetime gelecek olan da cebi için değil, sadece İzmir için çabalasın!..
Türkiye, Türk halkının, kardeşliklerin kalesidir!
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe'nin ardından bir ayrılık iddiası daha
'Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe' karakterini canlandıran Sibel Taşçıoğlu'nun diziden ayrılmasıyla büyük üzüntü yaşayan seyirciye bir şok haberi daha... 'Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe' karakter...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Dünyanın en sağlıklı besini seçildi!
Dünya Sağlık Örgütü dünyanın en sağlıklı besini diyerek duyurdu. 100 gramında yalnızca 21 kalori bulunan bu sebze tere. Pestisit gibi toksik maddelerin yaygın kullanımı, sağlığa zarar vermeyen meyve ve sebze bulmayı zorlaştırsa da lif açısından zengin besinlerin tüketimi hala önemini koruyor. Peki, doğru seçim nasıl yapılır?
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.