
Hafıza kaslarımız neden zayıflıyor!
Eskiden pek çok şeyi ezbere bilirdik. Bugün bu neredeyse mümkün değil. Çünkü beynimiz bu görevi artık cihazlara devretmiş durumda… Hafıza da aynı kaslarımız gibidir; çalıştırmazsanız körelir. Sürekli dış kaynaklara başvurmak, beynin hatırlama mekanizmalarını tembelleştirir.
Günümüzde dijital bağımlılık had safhada… Özellikle gençlerin ellerinden akıllı telefon düşmüyor. Tabii bu durum sadece sosyal izolasyon, boyun ağrıları ya da göz bozukluğu gibi sağlık sorunlarına neden olmuyor… Sinsice beyin sağlığımıza da zarar veriyor.
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz, günümüzde hep göz ardı edilen teknolojik bağımlılığın beyne etkilerine dikkat çekti, zaman zaman dijital detoks yapılmasını da tavsiye etti… İşte açıklamaları…
Prof. Dr. Derya Uludüz
Çocuklar niye donup kalıyor?
Ekranların sunduğu hızlı görüntüler ve sürekli değişen uyarıcılar, çocuk beyninde yoğun bir ödül salgısı tetikliyor. Bu kolay mutluluk, gerçek hayattaki yavaş ve sabır gerektiren süreçleri çocuklar için sıkıcı hale getiriyor.
Artık kitap okumak, resim yapmak, oyun kurmak eskisi kadar cazip gelmiyor çünkü oralardan dopamin hemen gelmiyor. Çocuk, zihnini kullanmak yerine hazır görüntüleri tüketmeyi tercih ediyor. Sonuç: hayal gücü zayıflıyor, yaratıcılık kasları köreliyor ve sabır eşiği giderek düşüyor.
Aile iletişimi de bozuluyor
Akşam yemek masasında herkes yan yana oturuyor ama gözler ekranda. Anne sosyal medyaya bakıyor, baba iş mailine, çocuk ise oyununa dalıyor. Böylece evin içinde birlikte olunan saatler bile sessiz bir yalnızlığa dönüşüyor. Oysa beynin empati hücreleri gerçek yüz ifadeleriyle çalışır; ekran bu bağı besleyemez. Çocuk ilgi görmediğini düşünüyor, yetişkinler ise birbirine yabancılaşıyor. Sonuç: aile bağları fark etmeden bozuluyor.
Sosyal medya sadece zamanınızı çalmıyor…
Sosyal medya ilk başta eğlenceli ve keyifli görünüyor. Ancak kısa süreli tatmin zamanla daha fazla arzuya dönüşüyor. Bir beğeni ya da yorum aldığımızda beynimizde dopamin salgısı artıyor, bu da bağımlılık döngüsünü başlatıyor. Sigara veya alkolde nasıl tolerans gelişirse, burada da aynı mekanizma devreye giriyor: Daha çok vakit, daha fazla içerik arayışı. Bu fark edilmediğinde sadece zaman kaybı değil, psikolojik sorunlar, kaygı bozukluğu ve yalnızlık gibi derin yaralar bırakıyor.
Dijital detoks yapın
Teknolojisiz bir yaşam artık hayal bile edilemez. Bu nedenle tamamen uzaklaşmak gerçekçi değil. Asıl mesele, teknolojiyi yönetip yönetemediğimizdir. Dijital detoks, teknolojiden tamamen kopmak değil; bilinçli aralıklarla mola vermektir.
Beyin sağlığımız için şart
Dijital detoks aslında bir lüks değil, zihinsel sağlığımız için zorunluluktur. Çünkü ekranlar hayatımızı kolaylaştırırken beynimizi sürekli uyarır, bu da uzun vadede dikkatimizi ve duygusal dengemizi aşındırır. Zihnin de dinlenmeye ihtiyacı var.
Tıpkı bedenin sağlıklı kalmak için dinlenmeye ihtiyaç duyması gibi, zihnin de ekranlardan arınmaya ihtiyacı var. Sabah uyandığınızda ilk iş olarak ekrana bakmamak, günün ilerleyen saatlerine daha berrak bir zihinle başlamanızı sağlar.
Bırakın kendini onarsın
Akşam uyumadan en az bir saat önce ekranı kapatmak ise uyku hormonunun yeniden düzenlenmesine yardımcı olur, böylece beyin kendini onarabilir.
Arada resetlemek lâzım
Haftada bir gün ekranı kısıtlamak da zihinsel dengeyi geri kazandırır. Bir gün boyunca doğada yürüyüş yapmak, kitap okumak, sohbet etmek ya da sadece sessizlikte kalmak, beynin reset tuşuna basmak gibidir.
Çocuklarınızla göz teması kurun
Aile içinde yapılacak küçük ritüeller de detoksun en güçlü parçasıdır. Yemek masasında telefonların uzaklaştırılması, aile sohbetlerinin kesintisiz devam etmesini sağlar.
Çocuklar anne babalarının gözlerine baktığında, beynin empati devreleri çalışır ve sevgi hormonu dediğimiz oksitosin salgılanır. Bu da aile bağlarını kuvvetlendirir. Ayrıca çocuklara süre ve içerik sınırı koymayı unutmayın. Çocuğunuzla oyun oynamak beyninizin empati merkezini güçlendirir.
BEYİN SAĞLIĞI
Sessiz salgına dikkat!
Sabah gözümüzü açtığımız anda elimiz istemsizce ekrana gidiyor, gün boyu defalarca telefona bakıyoruz. Çocuklarımız da farklı değil; saatlerce ekran karşısında kıpırdamadan oturabiliyor, çağırdığımızda bizi duymuyor…
En basit bilgiyi bile kendi hafızamızdan çağırmak yerine cihazlara soruyoruz. Teknoloji görünüşte hayatımızı kolaylaştırıyor ama fark ettirmeden zihnimizi yeniden şekillendiriyor. Asıl sorulması gereken şu: Biz mi ekranları kullanıyoruz, yoksa ekranlar mı bizi esir alıyor?
Unutkanlık ve beyin sisi riskimiz artıyor
Eskiden annemizin, babamızın, en yakın arkadaşımızın numarasını ezbere bilirdik. Şimdi öyle değil çünkü beyin bu görevi artık cihazlara devretmiş durumda. Hafıza da kas gibidir; çalıştırmazsanız körelir. Sürekli dış kaynaklara başvurmak, beynin hatırlama mekanizmalarını zayıflatıyor.
Bu da öğrenmenin yüzeyselleşmesine, bilginin zihinde kalıcı değil geçici olmasına yol açıyor. Uzun vadede bu alışkanlık, dikkatsizliği, unutkanlığı ve beyin sisini besleyen en önemli faktörlerden biri haline geliyor.
Ekran bağımlılığı belirtileri
Telefon ya da bilgisayar elimizin altında olmadığında kaygı, gerginlik, hatta öfke artar. Bu durum çocuklarda ağlama krizleri, ergenlerde öfke patlamaları, yetişkinlerde ise sürekli bir eksiklik hissi şeklinde görülür.
sözcü
Yorum Ekle
Diğer Haberler
Solunum yolu enfeksiyonları arttı
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı'nda görevli Prof. Dr. Alper Şener, sıcaklıkların düşmeye başladığını bu nedenle...
Farkında olmadan ‘aşırı tuz’ tüketiyor olabilirsiniz
Uzmanlar günde en fazla 5 gram yani bir çay kaşığı tuz önerirken, Türkiye’de bu ölçü 15-18 gramı buluyor. Fazla tuz ise vücuda genellikle hazır gıdalarla yükleniyor.
Kadın kalbi alarm veriyor!
Ülkemizde, son 5 yıldır hayatını kaybeden her üç kişiden birinin ölüm sebebi kalp ve damar hastalıkları… Erkeklerde zaman zaman kanser ölümleri öne geçse de kadınlarda kalp ve damar hasta...
Geçmek bilmeyen hastalık grip mi, Covid mi?
Son zamanlarda yüksek ateş, boğaz, yaygın kas ve eklem ağrıları gibi şikayetler yaşayanların sayısı artıyor. Dolayısıyla tedbiri elden bırakmamak gerekiyor. Son zamanlarda ağır grip benze...
Beyni genç tutmanın en etkili yolu...
Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalara göre, uyku yalnızca dinlenme değil, beynin sağlıklı kalması için en kritik bakım sürecidir. Yetişkinlerin günde en az 7-8, çocukların ise 9-10 ...
'Mevsim geçişi' hastalıklarına dikkat!
Mevsim geçişlerinde özellikle viral solunum yolu enfeksiyonlarının arttığını belirten İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Betül Kaya, “Grip, soğuk algınlığı, RSV, koronavirüs gibi virüsler bu döne...
Stres doğurganlığı nasıl etkiliyor?
Kısırlığın birçok nedeni var ancak göz ardı edilmemesi gereken faktörlerden biri de strestir. Çünkü bu durum, doğurganlığa sanıldığından çok daha fazla zarar verebilir. Tüp Bebek ve İnfer...
Sarı nokta hastalığına neden oluyor...
Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Demir, uzun süreli ve korunmasız mavi ışık maruziyetinin gözde rahatsızlıklara sebep olabileceğini belirtti. Telefon, tablet, bilgisayar, televizy...
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Wilma Elles, Monte Carlo'da çocuklarıyla korku dolu anlar yaşadı
'Öyle Bir Geçer Zaman ki' dizisiyle şöhret olan oyuncu Wilma Elles, Monte Carlo'da çocuklarıyla kaldığı otelde korku dolu anlar yaşadı. 2010 yılında 'Öyle Bir Geçer Zaman Ki' dizisinde oy...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Hafıza kaslarımız neden zayıflıyor!
Eskiden pek çok şeyi ezbere bilirdik. Bugün bu neredeyse mümkün değil. Çünkü beynimiz bu görevi artık cihazlara devretmiş durumda… Hafıza da aynı kaslarımız gibidir; çalıştırmazsanız körelir. Sürekli dış kaynaklara başvurmak, beynin hatırlama mekanizmalarını tembelleştirir.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.