Gönüllülük ve Aidiyet Duygun Yoksa STK’da İşin Ne?
02 Kasım, 2025Kendimi bildim bileli sivil toplumla iç içe yaşıyorum. Sivil Toplum Uzmanı olarak, İlk gönüllü hizmetime görme özürlü gençlere okutmanlık yaparak başladım. Boğaziçi Üniversitesi Görme Engelliler Teknoloji ve Eğitim Laboratuarı GETEM için halen gönüllü okuyuculuğa devam ediyorum. HABİTAT Derneği Gönüllü Eğitmeniyim. Anne Çocuk Eğitim Vakfı AÇEV Gönüllü Eğitmeni, İzmir Çağdaş Balkan Kadınlar Derneği İZBAKDER Kurucusu, Kadının Gücü Platformu Kurucusu, Denetçi Vatandaş Platformu Kurucusu, BİZ Gençlik Konseyi Kurucusu, Türkiye Tanıtım Araştırma Demokrasi ve Laik Oluşum Vakfı TÜLOV İktisadi İşletme Müdürü ve Proje Genel Koordinatörü, Balçova Belediyesi Halk Dansları Topluluğu Gençlik ve Spor Derneği Yönetim Kurulu Üyesi, İktisadi İşletme Müdürü, Toplum Gönüllüleri Vakfı Gönüllü Eğitmeni, İzmir Eğitim Kooperatifi Ortağı/Denetim Kurulu Başkanı, Türkiye Yazarlar Sendikası üyesi, Girişiyorum Derneği Kurucu Başkanı ve TÜLOV Vakfı Genel Müdürü olarak STK hizmetlerime devam ediyorum. Çocukların, gençlerin, yetişkinlerin ihtiyacı olan her yerdeyim!
“Bu kadar işle nasıl başa çıkıyorsun” dediğinizi duyar gibiyim. Zaman planlaması yapmak, disiplinli olmak ve hayatınıza iyi bir yönetişim sistemi kurmakla alakalı herşey…
Ha bu arada hayatımda hiç torpilim olmadı. İçinde bulunduğum her sistem/kurum çalışkan olduğum ve işimi disiplinli yaptığım için beni tercih etti. Kendi çabalarımla güçlü referanslar edindim. Hala da var gücümle üretiyorum ve sonuç odaklı, profesyonelce çalışıyorum. Çocukların ve gençlerin aydınlık geleceği için her yere koşuyorum. İşsiz kalırım diye de hiç korkmadım… Namusunuzla yapacağınız her iş, bir girişimdir bir iş modelidir…
Tam da bu Sivil Toplum Örgütlerindeki mevcut “gönüllük ve bağlılık” sorunlarını düşünüyorum. Yapacağımız her işte eğitim şart diyoruz ya!
İşte o sırada “Yaşar Üniversitesinin Gönüllü Yönetişimi Eğitimi 3. Grup Başlıyor!” ilanıyla karşılaştım. Hele ki Gönüllülükte eğitim çok şart! Yaşar Üniversitesi Sosyal Girişimcilik ve Etki Ofisi (SoFi) ve Goodsted işbirliğinde Gönüllü Yönetişimi Kapasite Geliştirme Eğitimi düzenlemişler. Program sivil toplum kuruluşları, sosyal girişimler ve gönüllülerle çalışan yerel yönetimlerin ilgili birimlerinin gönüllü yönetimi alanındaki kurumsal kapasitelerini artırmayı amaçlıyor.
STK’ların üretimlerine ve gönüllük hareketlerine baktığımda bazılarının gönül bağı açısından oldukça zayıf ve kişisel ilişkilere dayalı olduğunu görüyorum.
“Gönüllülük ve Bağlılık” kavramları hakkında STK’lara üye veya gönüllü olanların gönüllü oldukları STK ya karşı bir aidiyet/bağlılık duygusu hissetmediklerini, CV’lerine yazarak, sadece siyasi hayatlarında kariyer basamağı hedefli kullanmaktan öteye gitmiyor.
Bu tür zihniyetlerin nedeni STK’ların tarafsızlık ilkesinden uzaklaşmalarıdır.
Konumuz Sivil Toplum Kuruluşlarının (STK) temel felsefesi ve ideal yapısı açısından kritik bir noktadır.
“İdealde ve prensipte, STK'lar siyasetten ve devlet otoritesinden bağımsız, yani tarafsız olmalıdır” değil mi?
“İnsani yardım, afet veya çevre koruma alanında çalışan bir STK, yardım dağıtırken veya bir proje yürütürken siyasi görüşe bakmaksızın tüm ihtiyaç sahiplerine eşit davranmak zorundadır” değil mi?
Sivil Toplum Örgütleri;
Bağımsız olmalıdır. Hedeflerini, kararlarını ve faaliyetlerini herhangi bir siyasi gücün veya ticari çıkarın yönlendirmesinden uzak, özerk bir şekilde belirlemelidir.
Kar amacı gütmemelidir! Faaliyetlerinin odağı toplumsal fayda, sosyal etki bırakma, hak temelli çalışma veya belirli bir sorunun çözümü üzerine olmalıdır.
STK çoğulculuk ilkesiyle hareket etmelidir. Toplumun tüm kesimlerine eşit mesafede durmalı ve farklı görüşleri dışlamadan kapsayıcı bir anlayışla hareket etmelidir.
Birçok STK, belirli bir amaca hizmet etmek için kurulmuş olsa da, (örneğin; kadın hakları, iklim adaleti, hayvan refahı, tanıtım, araştırma, temel değerler vb.gibi) hak temelli çalışan STK'lar, statükonun veya adaletsizliğin karşısında taraf olmak zorundadır.
Mesela insan hakları alanında çalışan bir STK, insan hakları ihlal edildiğinde, ihlali gerçekleştiren otoriteye karşı eleştirel bir duruş sergileyerek o konunun "tarafı" olur. Bu, siyasi bir parti lehine veya aleyhine olmak yerine, ilkesel bir taraf olmaktır.
Ne yazık ki bazı STK’lar siyasete angaje olmuş durumda!
Tüzüklerindeki amaçlarının dışına çıkanlar veya yönetimsel kararlar alanlar, belirli siyasi ideolojilerin veya partilerin yan kuruluşu gibi algılanabilirler.
STK'lar, kurumsal kimlikleri itibarıyla siyasi parti faaliyeti yürütmezler ve toplumun genel faydası için çalıştıklarından tarafsızlık ilkesini benimsemek zorundadırlar. Ancak bu tarafsızlık, onların toplumsal sorunlara veya haksızlıklara karşı ilkesel bir duruş sergilemesine engel değildir; aksine, bağımsızlıkları onlara bu duruşu sergileme yetkisi verir.
Etkili, sürdürülebilir ve verimli bir gönüllü yönetimi için STK'lar gönüllü eğitimine büyük önem vermeli ve bu süreci profesyonelce yönetmelidir.
Gönüllü eğitimi, sadece görev tanımını öğretmekten öte, gönüllülerin kuruma olan bağlılığını, motivasyonunu ve performansını artıran kritik bir yatırım aracıdır.
STK Gönüllü Eğitimi Hayati Önem Taşır!
Gönüllü eğitimi, hem STK'nın başarısı hem de gönüllünün kişisel gelişimi için birden çok amaca hizmet eder:
1. Kurumsal Uyum ve Oryantasyon Eğitimleri Şarttır
Kurum Kültürü: Eğitimler, gönüllülere STK'nın misyonunu, vizyonunu, etik kurallarını ve tarafsızlık ilkelerini aktarır.
Aidiyet Duygusu: Gönüllü, kurumun bir parçası olduğunu ve değerlerinin paylaşıldığını hissettiğinde, kuruma olan bağlılığı (aidiyeti) artar ve uzun soluklu bir ilişki başlar.
2. Gönüllü Motivasyonu ve Tatmini Önemlidir
Yetkinlik Hissi: Gönüllü, eğitim sayesinde görevi başarıyla yerine getirebileceğini gördüğünde, özgüveni ve tatmin düzeyi artar.
Kişisel Gelişim: STK'lar, gönüllülere yeni beceriler (iletişim, liderlik, proje yönetimi) kazandırdığında, gönüllülük onlar için sadece zaman harcamak değil, kariyer ve kişisel gelişim fırsatı haline gelir.
4. Gönüllü Yönetiminin Sürdürülebilirliği Sağlanmalıdır
Beklenti Yönetimi: Eğitim süreci, STK'nın gönüllüden beklentilerini ve gönüllünün haklarını netleştirir. Bu, yanlış anlaşılmaları önler ve gönüllülük süresinin uzamasına katkı sağlar.
Değerli Hissettirme: Bir STK'nın, gönüllülerinin gelişimine yatırım yapması, onlara "sadece ücretsiz iş gücü" değil, "kurumun temel paydaşları" olarak baktığını gösterir.
Sözün özü; Ekip ruhu, bir STK için görünmez çimento görevi görür. Bu çimento olmadan, gönüllü yapısı dağılır, projeler aksar ve STK, misyonunu etkili bir şekilde yerine getirme yeteneğini kaybeder.
Ekip ruhu ve gönüllüler arasında dayanışmanın olmadığı bir Sivil Toplum Örgütünün geleceği de yoktur! Bu sorunlar ancak, takım oluşturma etkinlikleri veya çatışma çözümü eğitimleriyle çözülebilir.
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- Gönüllülük ve Aidiyet Duygun Yoksa STK’da İşin Ne?
- Unutmamak, Hissetmek ve Bir Olmak!
- ARSUZ GENÇLİK KAMPI
- TÜLOV Bodrum Geleneksel 4. Gençlik Kampı
- Tehdit Siyaseti!
- Sosyal Terbiye!
- Sonsuz ‘BEN’ Anayasası!
- Kötülüklere alışmak bir yorgunluk halidir!
- Çocuklarımız odasında güvende mi?
- Siyasi Zorbalık!
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Ferdi Tayfur'un gerçek mirası ortaya çıktı
Arabesk müziğin usta ismi Ferdi Tayfur, ocak ayında hayatını kaybetmiş mirası, ailesi ve akrabalarını karşı karşıya getirmişti. Tayfur'un mirasının 3 milyar değil 6 milyar TL olduğu açıkl...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Beyninizin iyi çalışıp çalışmadığını nasıl anlarsınız?
Beynimiz de tıpkı kalbimiz, kaslarımız ve cildimiz gibi zamanla yaşlanır. Tabii yaşlanma hızı herkeste farklıdır Bunu anlamak için bazı sinyalleri dikkate almak gerekir. Yaş ilerledikçe diğer organlar gibi beynimiz de yıpranır. Stres, uykusuzluk, beslenme, vücudumuzdaki toksin birikimi ve hareketsizlik gibi etkenler de bu süreci hızlandırabilir.





Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.