Yukarı
4

Aydan Tuncayengin

Unutmamak, Hissetmek ve Bir Olmak!

29 Ekim, 2025

Milli bayramların coşkusuna, gururuna ve birleştirici gücüne inanırım. Sancak altında yüreklerin birleştiği MİLLİ BAYRAMLARIMIZDA al bayrağımızın gökyüzündeki dansına eşlik ederim.
Birleşir sesler, çınlar her bir nefes, takvimde yazılı o kutsal tarihlerde... Bir zaferin, bir mücadelenin kalplerde büyüyen vatan sevdasının duruşunu simgelerler.
Bornova Belediyesinin düzenlediği, Atatürk Sivil Toplum Yerleşkesi Sivil Toplum Kuruluşları ve halkın katıldığı, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Kortejine Girişiyorum Derneği olarak, başkan yardımcım Erşan Altürk ile birlikte katıldık. Tohumluk Vakfı İzmir il temsilcisi ve yönetim kurulu üyesi Ümit Özşaşal ile aynı saflarda yürüdük, marşlar söyledik.
 
Milli bayram sevinci bir başkadır!
Ankara'dan gelen bir sesle, Meclis açılır, milletin nefesi olur! Egemenlik sancağı, çocuklara miras bırakılır… Masum ellerde filizlenen koca bir çağ, geleceğin umutlarının başlangıcıdır.
Dumlupınar'da destanlar yazılır. Sırt sırta vermiş bir millet, kahramanlıklarıyla yükselir. Topraklar geri alınır, düşman yurdundan kovulur...
Hürriyetin bedeli, canla ödenir! 
Gönüllerde yanan şanlı bir zaferin ateşi hiç sönmez.
29 Ekim 1923 CUMHURİYET! En yüce, en kutsal yuvamız kuruldu... 
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesini ve temel değerlerini yaşatmak için çıkılan bu yolda; 
Bugün, göğsümüzde yanan bir meşale varsa,
 Bir ses ki yankılanıyorsa dağlarda, ovalarda, 
29 Ekim 1923’de CUMHURİYET’İ İLANI en şanlı karardır…
Tarihin en güzel anında: Anadolu’da CUMHURİYET ilan edildi… 
Ulusun bağımsızlık iradesi için, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!" diye haykırır Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 
O çağın önderidir! 
Yıkılır tüm zincirler, esaret biter, 
Zaferdir yazılan topraklara,
Yeniden doğan, yeni bir güneştir artık!
Kanla sulanmış toprağın nasibidir CUMHURİYET! 
Demokrasi tohumları atılan bu vatan için her yurttaşın söz hakkı, özgürlük gücü, en yüce eseridir CUMHURİYET...
 Halkın kendi yönetimidir!
Ne yoksulluk yıldırdı, ne düşmanın hilesi, 
Geleceğe yazıldı CUMHURİYET hikâyesi. 
Özgür ve bağımsızlık aşkıyla doldu her karış toprak,
Yankılanan ruhların BİRLİK VE BERABERLİK coşkusu ilk günkü gibi heyhat…
Yüz iki yaşında, ilk günkü gibi taze hafızalarımızda…
 Bu vatan bize emanet, İLELEBET CUMHURİYET!
Ulusal birlik ve beraberliğimizi pekiştirelim, 
Tarih bilincimizi canlı tutalım,
Her daim EGEMENLİK VE DEMOKRASİYİ vurgulayalım,
Cumhuriyet değerlerini ve kazanımlarını gelecek kuşaklara aktarılması ve sahiplenilmesi 
Ortak kültür ve geleneksel alanlarımıza katılıp, mücadeleyi büyütelim, hafızamızı canlı tutalım!
Tarih bilincini canlı tutmak, Kurtuluş Savaşı, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışı ve Cumhuriyet'in ilanı gibi milletin varoluş mücadelesindeki zorlukları, verilen mücadeleyi ve kazanılan zaferleri hatırlatarak geçmişten ders alınmasını sağlar.
Makalemi biraz sözsel, biraz şiirsel duygularımla besledim. Milli Bayramları anlatmak için anları/anıları da yaşatmak gerekir diye düşünüyorum. Hikâyemi de paylaşmadan noktayı koymayacağım;
****
Unutmamak, Hissetmek ve Bir Olmak…
Güneş, İzmir'in sahiline, her zamankinden daha gururlu bir ışıkla vuruyordu. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı sabahıydı.
Evin en yaşlısı olan Kemal Dedem, bastonuna yaslanarak pencerenin önünde durdu. Seksen beş yaşındaki gözlerinde, yılların yorgunluğu değil, yirmi yaşındaki bir gencin coşkusu parlıyordu. Dışarıdaki caddeden gelen coşkulu marş sesleri, onu alıp 1930'lu yılların cumhuriyet coşkusuna götürdü.
Kemal Dede'min yanına yaklaştım. Okul gösterisinde şiir okuyacaktım ve çok heyecanlıydım. Boynuma taktığım ay yıldızlı fular, sanki göğsümdeki kalbin atış ritmini yansıtıyordu.
"Dede, bak, bayrağımız ne kadar güzel dalgalanıyor, okulda öğrendik, bu bayrak özgürlüğümüz” demekmiş.
Kemal Dedem, omuzuma elini koydu. Elinin sıcaklığı, bana yüzyıllık bir mirasın ağırlığını hissettirdi. "Özgürlük, evet Aydan’ım. Ama o bayrağın her bir ipliğinde; fedakârlık, umut ve vazgeçmeyiş duygusu var. Ben, Kurtuluş Savaşı'nı ninelerimden, dedelerimden dinledim. Onlar, 'Vatan olmazsa, hayat olmaz,' demişlerdi. O günkü en büyük duygu, korku değil, hür yaşama azmiydi. Şimdi sen de benden dinliyorsun…
Tam o sırada, evin giriş kapısından içeri Yüksel teyzem girdi. Teyzem yıllarca yurt dışında çalışıp dönmüştü. Teyzem elinde bir demet kırmızı beyaz karanfil tutuyordu. 
“Yurt dışında geçirdiği yıllar boyunca, milli bayramları hep bir eksiklikle kutladığını, kalabalık caddeler, resmigeçitler ve o eşsiz aidiyet duygusu içimde hep yarım kaldı” derdi.
Teyzem, gözleri dolarak dedeme ve bana baktı. "Yıllarca uzakta kaldım. Ama bu coşku... Bu sesler... Bilir misin baba" dedi, sesi duygulanmaktan çatallaşmıştı, "Orada kazandığım paralar, edindiğim başarılar güzeldi ama bu toprağın kokusu, bu bayramın sesi bende öyle bir huzur ve tam olma duygusu yaratıyor ki, tarifi yok."
Teyzeme sarıldım, "Hadi teyzecim, geçit törenine gidelim! Şiirimi okuyacağım!"
Teyzem gülümsedi. O an, o evdeki üç kuşak, tek bir ortak duyguyla birbirine bağlanmıştı: Milli Gurur ve Vatan Sevgisi. Kemal Dede'min tecrübesinden gelen şükran, Teyzemin özlemle yoğrulmuş aidiyet duygusu ve benim saf, umut dolu geleceğe olan inancım...
Birlikte sokağa çıktık. Cadde boyunca insanlar omuz omuzaydı. Marşlar çalıyor, al bayraklar rüzgârla adeta dans ediyordu. Kalabalığın arasına karıştık. Dedemin bahsettiği o fedakârlık ve azim duygusuyla şiirimi okuyacaktım. 
Omuzlarımda tüm bir tarihin sorumluluğunu ve göğsümde parlayan geleceğimin umudunu taşıdığımı artık biliyordum!
Benim için Milli Bayramlar; Unutmamak, Hissetmek, Bir Olmak ve Mustafa Kemal ATATÜRK!
Sağlık ve sevgiyle kalınız...
Aydan Tuncayengin
www.aydantuncayengin.com 

 



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Ferdi Tayfur'un gerçek mirası ortaya çıktı

Arabesk müziğin usta ismi Ferdi Tayfur, ocak ayında hayatını kaybetmiş mirası, ailesi ve akrabalarını karşı karşıya getirmişti. Tayfur'un mirasının 3 milyar değil 6 milyar TL olduğu açıkl...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Beyninizin iyi çalışıp çalışmadığını nasıl anlarsınız?

Beynimiz de tıpkı kalbimiz, kaslarımız ve cildimiz gibi zamanla yaşlanır. Tabii yaşlanma hızı herkeste farklıdır Bunu anlamak için bazı sinyalleri dikkate almak gerekir. Yaş ilerledikçe diğer organlar gibi beynimiz de yıpranır. Stres, uykusuzluk, beslenme, vücudumuzdaki toksin birikimi ve hareketsizlik gibi etkenler de bu süreci hızlandırabilir.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR