Sonsuz ‘BEN’ Anayasası!
19 Temmuz, 2025Şapkadan bu defa ne çıkacak?
Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var mı?
Bu soru Anayasa değişikliğine hangi açıdan baktığınızla ilgili… Türkiye'de Anayasa değişimine bakış oldukça karmaşık ve çok boyutlu bir konudur. Bu konuda farklı siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının, hukukçuların ve toplum kesimlerinin çeşitli ve çoğu zaman zıt görüşleri bulunmaktadır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeniden adaylığını sağlamak için anayasa değişikliğinin yapılmak istenmesi “Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var” diyenlerin bunu “Sonsuz Ben Anayasası” üzerinden planladıkları bir hedef olduğunu düşünüyorum.
Çünkü "İktidarda sonsuza kadar ben olmalıyım" duygusu, siyasi güç ve yönetimle ilgili güçlü bir arzuyu dile getirmektedir. Bu tür bir düşünce, genel olarak, siyasi iktidarın süresi ve meşruiyeti konuları, modern demokratik sistemlerde belirli dönemlerle sınırlı olma eğilimindedir. Bunun temelinde, gücün tek elde toplanmasının potansiyel riskleri ve halkın iradesinin düzenli aralıklarla yenilenmesi prensibi yatar.
Siyasi hesap ve çıkar tartışmaları üzerinden yürütülen Anayasanın kimin işine nasıl yarayacağı çok önemli bir konu!
Siyasal egemenliği ele geçirmiş olsanız da, hiçbir kimse veya organ kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz. Egemenlik altıncı maddenin son cümlesi: “Hiçbir kimse veya organ kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz” şeklinde yazar. Şimdi, Bakan atayan, Bakanı görevden alan, sonra diyor ki, af talebinde bulundu, af talebi kabul edildi! Resmi gazetede yayımlanıyor. Bu tamamen bu maddeye aykırı... Fransa'da, Almanya'da olsa şekil bakımından anayasaya aykırı denir ve iptal edilir. Böyle bir kişisel, “ben yaptım oldu” tasarrufu mümkün değil. Kimse devletin üstünde değil, anayasanın üstünde değil, kafasına estiği gibi insanları kullanamaz!
“Ben devletin üstündeyim. Ben anayasanın üstündeyim. Ben kullanırım” diyen birinin yeni anayasa ile adaylığına ilişkin, "Yeni anayasayı kendimiz için değil, ülkemiz için istiyoruz. Benim tekrar seçilme veya tekrar aday olma gibi bir derdim yok" ifadesi size inandırıcı geliyor mu? Bana gelmiyor!
Siyasal egemenlik gasp edilirken, sıra toplumsal egemenliğe mi geldi?
Siyasal krizlerin üst üste yaşandığı, Anayasal davranış sınırları dışına taşan, hukuki olmayan davranışlar anayasal kurallar çerçevesinde değerlendirilmiş olsaydı, o zaman o kişinin suç işlemiş kişi olarak anayasal kurallara göre alınması, yakalanması gerekmez miydi?
Suç ve cezaların şahsiliği ilkesi gereği kayyum atamak tümüyle Anayasa’ya aykırı değil mi?
İşte bu durumların tamamı siyasaldır ve Anayasaya aykırıdır. Bu uygulamaların, bu aykırılıkların sürekli teşhir edilerek, sürekli hukuk yollarını zorlayarak meşrulaşmalarını engellemek isteyenlerle mücadele edilmeli.
Yeni anayasa talebine ilişkin olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan "Ortada ilk dört madde ile ilgili bir sorun olmadığına göre” dese de 23 yıldır çözüm şekli demokratikleşmenin anahtarı olamamıştır. Uygulamalarda tek taraflı siyasi kişisel çıkarlar öncelikli olmuştur. Eğer bu ülke de barış ve demokratik toplumun inşasının tüm halkların ortak çabasıyla ve çoğulcu, özgürlükçü, adalet temelli bir toplumsal mutabakatla mümkün olabileceğine inanıyorsak öncelikle siyasal egemenliğin telef edici zihniyetinden ve zulmünden vazgeçilecek!
Sürekli yaşanan siyasal krizlerin tamamı Anayasa dışıdır! Hukuki olan her şey de anayasal kurallar geçerlidir. Adil yargılanma hakkının iflas ettiği bir ülkede Anayasanın 2007, 2010 ve 2017 de dâhil olmak üzere tam 21 kez değişime uğramasına rağmen, Anayasanın ilk halinden eser kalmamasına rağmen o zaman neden hâlâ bu anayasa değişikliği sevdası içindeler ve anayasa değişikliği ile ne hedefleniyor?
Bu kadar çok halka faydası olmamış siyasi elin girdiği Anayasa’nın mükemmel olduğunu düşünmüyorum. Bölük-pörçük yapılan işlerden dolayı ciddi bir bozulmalar var… Sen ne değiştirirsen değiştir, ne yazarsan yaz uygulamadıktan sonra Anayasa değişikliğine ihtiyaç olmaz…
Anayasa çerçevesinde ve hukuk devleti ilkeleri gereği değişmesi gereken hususları hukukçular önerecektir.
Her ne ile karşılaşacağımız henüz net değilken, bizim yeni anayasaya değil, sadece anayasanın uygulanmasına ihtiyacımız olduğu net bir konudur.
Anayasa değişikliği için gerçekleşecek belki bir referandum süreci olursa halkın doğru bilgi alma hakkı korunmalı ve ülkenin geleceği için en doğru kararlar verilmelidir. Hatırlarsanız 2010 değişikliğinde birkaç pozitif değişiklik ile hukuk devleti ile bağdaşmayan hükümler bir arada aynı torbaya atıldı! Halkın doğru karar verme hakkı elinden alındı. Bu sefer çok ciddi olmalıyız ve kontrol hepimizde olmalı.
Aman ha şapkadan “Sonsuz Ben “çıkmasın!”
Sağlık ve sevgiyle kalın.
Aydan Tuncayengin
www.aydantuncayengin.com
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Hasan Can Kaya teklif üstüne teklif alıyor
Birçok dijital platform, Acun Ilıcalı'nın sahibi olduğu Exxen'den sürpriz bir kararla ayrılan Hasan Can Kaya'yı kadrosuna katmak için yarışa girdi. Youtube'daki 'Konuşanlar' programıyla t...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Geç uyumak unutkanlığa yol açar mı?
Yaşam temposu, geç uyumayı normalleştirdi. Ancak beyin bu tempoya uyum sağlamakta zorlanıyor. Çünkü uykusuz kalmak hafıza üzerinde kalıcı hasarlar bırakabiliyor.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.