Çocuklarımız odasında güvende mi?
23 Haziran, 2025Adolescence dizisini izlememe rağmen, öncelikli olarak “Siyasi Zorbalık” başlıklı makalemi yazma sebebim son zamanlarda yetişkin zorbalığına maruz kalan toplumun artık medeniyetle bir bağı kalmadığına dikkat çekmekti. Erşan’ın önerdiği Adolescence dizisinin Fransa’da okullarda müfredata girmiş olması zorbalık yüzyılında önemli bir konuydu! Hemen o akşam dizinin iki bölümünü bitirdim. Ertesi gün de kalan iki bölümünü izledim! İzlemenizi tavsiye ediyorum.
Dizi ile ilgili The Guardian’ın haberine göre, Fransa da gençleri çevrim içi şiddet ve erkek egemen söylemler konusunda bilinçlendirmek için "Adolescence" dizisini ders materyali olarak kullanacakmış. Aynı dizi Hollanda ve İngiltere'de de müfredatta kullanılıyormuş.
Çok ilginç değil mi? Dizideki sahnelere baktığınızda gençler arasında yaşanan şiddeti temsil ettiğini düşünebilirsiniz. Adolescence dizisinde, görünürde bir cinayetle açılan perdeler ardında çok daha derin, çok daha sarsıcı bir gerçeğin izini sürüyor. Ergenliğin dijital çağda aldığı biçim, çocuklukla yetişkinlik arasına sıkışmış benliğin çözülmesi ve erkekliğin kurucu travmalarıyla dolu! Ülkemizde sık sık yaşanan “Akran Zorbalığı” ayrı bir sorun, ailelerin ilgisizliği, yanlışı, yalanı, hatayı korumacı davranışları, susmaları ayrı bir sorun!
Adolescence, sosyal medyada mizojin içeriklere maruz kalan bir gencin radikalleşmesini ve ardından bir sınıf arkadaşını öldürmesini konu alıyor. İşin özü bu gencin katil olmasından çok, babasının oğlunun katil olduğunu kamera kayıtlarından görmesine rağmen, oğlunun “Ben katil değilim” ifadelerine inanmak istemesidir!
Suç yetişkinlerde! Çünkü yetişkinler gençlerin dünyasından hızla uzaklaşıyor!
Öğretmen ve ebeveynlerin genellikle temas edemediği dijital dünyayı takip etmek ve konuşmak gerekiyor. Kriz büyük ancak, apaçık görünür değil! Ancak bir vaka ortaya çıktığında dikkat kesiliyoruz. Okul arkadaşını öldürme olayı ile ortaya çıkan krizin boyutunu uzmanlar, dijital dünyada yayılan eril şiddet içerikleri yalnızca bireysel bir sorun olmadığını, aynı zamanda gençlerin psikolojisini ve toplumsal cinsiyet rollerini yeniden şekillendirdiğini ifade ediyorlar.
Hatırlarsanız yakın zamanda iki genç kızımızı bir cani çocuk katledip intihar etmişti değil mi? Ve bunun benzeri olaylar hala yaşanmaya devam ediyor… Gelişim psikolojisini, yeni gelen nesli ve onların teknolojiyle ve gerçek dünyayla kurdukları ilişkinin karmaşıklığını, iletişim şekillerinin zamanla nasıl değiştiğini, okulda çocukların ne kadar zorbalaşabildiğini bilmemiz gerekiyor!
Ebeveynlere ve ergenlik çağındaki gençlere ders verme niteliğindeki bu dizi oldukça etkileyici, seyrettikten sonra ben de üzerinde epeyce düşündüm.
Çağın, ülke ayırt etmeksizin büyük bir sorununu farklı kimlikler açısından ele almış bu dizi de; sosyal medya baskısı, akran zorbalığı çok vurucu bir şekilde işlenmiş.
Evde olduğu için güvende sandığınız çocuğunuz sadece fiziken orada…
Güvende olduğunu sandığın çocuğunuz, tehlikenin içinde olabilir değil mi? Yetişkinler işte tam burada yanılıyor! Çünkü çağ değişti, tehlike kavramları da değişti. Çocuklarınızı farkettirmeden takip etmeniz gerekiyor.
Ebeveynler çağı, güncel tehditleri takip etmeli…
Bugünün gençliğinin durumunu gözler önüne sermesi muazzam bir gerçeklik…
Babanın “biz odasında onu güvende sanıyorduk” demesi ders niteliğinde bir cümle!
Adolescence, yalnızca bir cinayet vakasını konu alan sıradan bir polisiye değil. Dizinin merkezine yerleşen 13 yaşındaki Jamie'nin suçla, toplumla ve en çok da kendisiyle olan çatışması, aynı zamanda günümüz ergenliğinin puslu dünyasına açılan karanlık bir pencere…
4. Bölümde Jamie, Katie'yi öldürdüğünü itiraf ediyor. On üç ay sonra, babası Eddie'nin 50. doğum gününde, babasını arayıp cinayet suçlamasını kabul etmeyi planladığını söyler. Jamie artık ne yaptığını ve geleceğinin ne olabileceğini biliyordur!
Yürek parçalayan final de, Anne ve Baba olanlardan dolayı kendilerini suçlayıp, suçlamamaları gerektiği ve Jamie'nin eylemlerinden ne kadar sorumlu oldukları konusunda kendilerine sorular sorarlar.
Çocuklar bizim geleceğimizdir. Bu yeni nesli yetiştirmekten hepimiz sorumluyuz. Ebeveynler, okullar, hükümet, topluluk, toplumun tamamı. Hepimiz sorumlu olmalıyız... Bu yüzden evlerde, okulda konuşmak gerekiyor.
Sosyal medya üzerinden yayılan kadın düşmanı içerikler, toksik erkeklik ve dijital bağımlılık gibi güncel meseleler ele alınmalı. Gerçek hayatla ebeveynler, öğretmenler, gençler mutlaka yüzleşmeli.
Dizideki sert sahneler gençlerin yaşadığı gerçek sorunlara ayna tutuyor! Gençlerin maruz kaldığı çevrim içi baskıların ne kadar etkili ve yaygın olduğunu gösteriyor. Sosyal medya aracılığıyla radikalleşen gençlerin yaşam hikâyeleri yalnızlık, aidiyet ve sosyal baskı gibi temalar üzerinden şekilleniyor…
Gençler dijital dünyanın karanlık yüzünü bilmiyor! Sınıf, ebeveynler, öğretmenler dijital dünyayla buluşturulmalı. Yetişkinlerin dışında kaldığı dijital dünyanın bilinmeyen boşluğuna önlemler alınmalı.
Dijital dünyadan yayılan eril şiddet sadece bireysel bir tehdit değil, gençlerin ruh sağlığı ve toplumsal cinsiyet algıları üzerinde uzun vadeli etkiler yaratıyor. Tehditlere karşı bilinç geliştirme çabası toksik erkeklik ve çevrimiçi zararlı içeriklerle mücadele kapsamına alınmalı.
Jamie'nin Katie'yi öldürmesine yol açan faktörlerin bir araya geldiği ortaya çıkıyor; bunların arasında Jamie'nin özgüven eksikliği, okulda zorbalık görmesi ve internetteki incel propagandasıyla radikalleşmesi yer alıyor.
Genç kızlara ve kadınlara yönelik bu düzeydeki kadın düşmanlığının, çocuklarımızı içine çekildiği hakkında hiçbir fikrimizin olmadığı bir bilgisayarda yapılması, zorlu konuşmaların önünü açıyor. Çocuklara ve velilere dünyanın ne kadar değiştiğini anlatmak gerekiyor.
Toksik erkeklik, incel kültürü ve erkek öfkesi üzerine sert bir yüzleşme, gençlerin ekranlara aşırı maruz kalması, sosyal medyada şiddetin sıradanlaşması ve kadın düşmanı erkeklik ideolojisinin yayılması gibi sorunlara karşı farkındalık yaratmak zorundayız.
Dijital etkiler ve yalnızlığın gençleri nasıl yanlış yönlendirebileceğini biliyoruz.
Unutmayın ki, ebeveynler olarak telefon aracılığıyla, internet aracılığıyla, kontrol edemediğimiz şeylerin olduğu kocaman bir makrokozmos var!..
Sağlık ve sevgiyle kalın.
Aydan Tuncayengin
www.aydantuncayengin.com
Yorum Ekle
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Ersin Korkut'un Kıvanç Tatlıtuğ paylaşımı gündem oldu
'Organize İşler' filminde birlikte rol alan Kıvanç Tatlıtuğ ve Ersin Korkut, yıllar sonra yeniden bir araya geldi. Korkut'un "İnsanlığın ilk ve son hali" notuyla paylaştığı kare sosyal me...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Sıcak havalarda gazlı içecek tüketmek susuzluğu artırıyor
Sıcak havalarda özellikle bilinçsiz gazlı içecek tüketmenin sağlığı tehlikeye attığını belirten Diyetisyen Mısra Beste Köleoğlu, “Gazlı içeceklerdeki kafein idrar söktürücü etki yapar, bu da su kaybını artırır. Şeker oranı yüksek bu içecekler kan şekerinde dalgalanmalara da yol açabilir. Özellikle diyabet, hipertansiyon ve böbrek hastalığı olanlar için bu içecekler risklidir” dedi.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.