Siyasi Zorbalık!
15 Haziran, 2025Medeniyetlerin sona ermesindeki nedenleri hiç düşündünüz mü?
Medeniyetleri var eden de, yok eden de insanlar değil midir?
Evet, medeniyetleri yok eden nihayetinde insanlar olsa da çevresel faktörler, doğal afetler veya dış tehditler gibi unsurlar da medeniyetlerin çöküşünde rol oynar. Bu faktörlerin etkileri ve sonuçları, insanların onlara nasıl tepki verdiğiyle doğrudan ilişkilidir. Ana sebep çoğu zaman tetikleyici veya çöküş sürecini hızlandıran insan faktörü olmuştur.
Bu duruma ister kötü yönetim, ister sosyal çürüme diyelim, bir medeniyetin içten çöküşü genellikle insanların kötü yönetiminden kaynaklanır. Adaletsizlik, yozlaşma, gelir eşitsizliğinin artması, yöneticilerin bencil olması, çıkarlar peşinde koşması ve halkın sesine, ihtiyaçlarına kulak vermemesi, toplumsal huzursuzluk ve isyanlara yol açar. Devletin kurumsal yapısı zayıflar, toplumsal birlik bozulur ve medeniyet, dış tehditlere veya iç sorunlara karşı savunmasız hale gelir. Roma İmparatorluğu'nun son dönemlerindeki siyasi istikrarsızlık ve yozlaşma buna iyi bir örnektir.
İnsan eliyle oluşan çevresel tahribat da bir nevi insanların, doğal kaynakları sürdürülebilir olmayan şekillerde kullanarak kendi yaşam alanlarını yaşanmaz hale getirmelerinin sonucudur. Ormanların aşırı kesimi, toprağın verimsizleşmesi, su kaynaklarının kirlenmesi veya tükenmesi gibi eylemler, tarımsal üretimi düşürür ve toplumları kıtlık ve göçle karşı karşıya bırakır. Örneğin, Mayaların çöküşünde ormansızlaşmanın ve su yönetimi sorunlarının önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir. Bu, dışarıdan gelen bir felaket değil, bizzat insan faaliyetlerinin bir sonucudur.
Sadece bu kadar mı? Savaşlar ve iç çatışmalar, insanların iktidar hırsı, ideolojik veya etnik farklılıklar üzerinden çıkmıyor mu? Savaşlar, medeniyetlerin en büyük yıkım nedenlerinden biri değil mi? İnsan gücünü ve ekonomik kaynakları tüketen, altyapıyı yok eden ve toplumsal düzeni altüst eden savaş zorbalığı insanların eseri değil mi?
Joseph Tainter gibi düşünürler, medeniyetlerin karmaşıklığı artarken bu karmaşıklığı sürdürmenin maliyetinin de arttığını ve bir noktada insanların bu maliyeti kaldıramayarak sistemi basitleştirmek yerine çökerttiğini belirtse de İNSAN ZORBA BİR CANLI TÜRÜDÜR!
ZORBALIK!
Aklınıza ilk gelen “AKRAN ZORBALIĞI” dersem, yanılmam sanırım!
Hep suçu çocuklarda buluruz. Aynı yaş grubundaki veya benzer gelişim seviyesindeki bireyler arasında yaşanan, kasıtlı olarak zarar verme amacı güden, tekrarlayan ve güç dengesizliğinin olduğu saldırgan davranışlar kimden kaynaklanıyor? Masum çocuklara rol model olan yetişkinler değil mi? Zorbalık ebeveynlerinden veya yakın çevresinden gördüğü davranışların sonucu değil mi?
“ZORBALIK” kelimesi okul ortamlarında sıkça karşılaşılan bir problemdir. Çocuğun davranışlarının beslendiği yer dört duvar arasında yaşadığı ev ortamı değil mi? Esas tehlikeye sebep olan unsurlar, ev denilen kapalı kutu içinde yaşananlardan kaynaklı değil mi?
ZORBALIĞIN YAŞI YOK!
Çocukların masumiyetini bozan yetişkinler bir numaralı ZORBALARDIR! Çocuğa ne öğretirsen, öğrenir ve onu yapar. Zorbalığın yaşı yoktur. Akran zorbalığı genellikle çocukluk ve ergenlik dönemleriyle ilişkilendirilse de, zorbalık yetişkinler arasında da farklı biçimlerde ortaya çıkabilir ve ne yazık ki hayatın her alanında görülebilir.
Tıpkı son zamanlarda ülkemizin en büyük sorunu olan SİYASİ ZORBALIKLAR gibi…
Yetişkinlerde görülen zorbalık, çocukluktaki fiziksel saldırganlık yerine daha çok psikolojik ve duygusal manipülasyonlarla kendini gösterir. Yetişkinlerde zorbalığın nedenleri arasında; güç arayışı, kıskançlık, güvensizlik, kişisel sorunlar veya kontrol etme isteği gibi faktörler olabilir. Bu etkiler zorbalığına maruz kalan kişilerde stres, kaygı, depresyon, özgüven kaybı, uyku bozuklukları, fiziksel rahatsızlıklar ve iş performansında düşüş gibi ciddi etkiler görülebilir. Hele ki bu durumda, SİYASİ ZORBALIKLAR(!) halkı mağdur ediyorsa yaşamını derinden etkiler.
TÜRKİYE DE SİYASİ ZORBALIKLAR!
Türkiye'de siyasi zorbalık kavramı, tarihsel süreç içerisinde farklı dönemlerde farklı biçimlerde kendini göstermiştir. Bu zorbalıklar genellikle siyasi iktidarın muhalifleri baskı altına alması, ifade özgürlüğünü kısıtlaması, hukukun üstünlüğünü çiğnemesi veya toplumsal grupları hedef alması şeklinde tezahür etmiştir.
Türkiye'nin yakın siyasi tarihinde birçok siyasi zorbalık örnekleri bulunmaktadır…
Darbe ve muhtıra dönemlerinden, yargı ve hukukun araçsallaştırılmasına, Türkiye'de zaman zaman yargının siyasi amaçlar için kullanılmasına, siyasi davalarda adaletin siyasallaştığı ve yargıçların veya savcıların siyasi baskı altına alındığı dönemlere kadar... Özellikle "kumpas davaları" olarak adlandırılan süreçler, bu tür zorbalık iddialarının merkezinde yer almıştır. AİHM kararlarının uygulanmaması gibi konuları da siyasi baskı ve yargısal taciz örnekleri olarak gösterebiliriz.
İfade ve basın özgürlüğünün kısıtlanması, gazetecilerin tutuklanması, medya organları üzerinde baskıların artması, internet sansürü, eleştirel seslerin susturulması girişimleri siyasi zorbalık değil de nedir?
Sivil toplum ve akademisyenler üzerindeki baskılarla beraber akademik özgürlükler üzerinde siyasi zorbalıklarda yaşanmaktadır!
Dijital zorbalık ve dezenformasyon günümüzde mevcuttur. Sosyal medya ve dijital platformlar aracılığıyla siyasi rakiplere veya muhaliflere yönelik sistematik taciz, propaganda ve dezenformasyon kampanyaları da siyasi zorbalığın sık sık kullanıldığı alanlardır. Troller vasıtasıyla hedef gösterme ve itibar suikastları da bu kapsamdadır.
Kurumsal ayrımcılık ve kayırmacılıklar, devlet kadrolarında veya kamu ihalelerinde siyasi görüşe dayalı ayrımcılık ve kayırmacılıklar (partizanlık), siyasi zorbalığın yaygınlaşmış hali değil mi? Bu durum, liyakat yerine sadakatin ön plana çıkmasına neden olmuş ve toplumsal adaleti zedelemiştir.
Türkiye'deki siyasi zorbalık örnekleri, ülkenin demokratikleşme sürecinde karşılaştığı zorlukları ve bu zorluklarla mücadele etme ihtiyacını gözler önüne sermektedir. Zorbalığın önüne geçmek için güçlü hukuk devleti, bağımsız yargı, özgür medya ve etkin bir sivil toplumun varlığı büyük önem taşımaktadır.
Yazımın başına dönecek olursak, “Sizce medeniyet iyi midir, kötü müdür?”
Medeniyetin "iyi" veya "kötü" olup olmadığı, bakış açısına ve değerlendirilen özelliklerine göre değişen, karmaşık ve göreceli bir sorudur.
Tıpkı bir bıçağın hem yemek hazırlamakta hem de zarar vermekte kullanılabileceği gibi…
Sonuç olarak; Medeniyet, insanlığın karmaşık bir yaratımıdır. Getirdiği faydalar inkâr edilemezken, yol açtığı sorunlar da göz ardı edilmemelidir. Sorun, medeniyetin kendisinin "iyi" ya da "kötü" olmasından ziyade, insanların medeniyeti nasıl inşa ettikleri, yönettikleri ve geliştirdikleriyle ilgilidir.
İnsanların kararları, değerleri ve eylemleri, bir medeniyetin yıkıcı mı yoksa yapıcı mı olacağını belirler. Belki de sorulması gereken, "Medeniyet iyi midir kötü müdür?" yerine, "Mevcut medeniyetimizle nereye gidiyoruz ve onu daha iyi bir yöne nasıl evirebiliriz?" olmalıdır. Medeniyet de hem büyük faydalar hem de büyük zararlar üretebilen bir yapıdır.
Geçen zamanlardan, geldiğimiz noktaya bakacak olursak, tüm canlıların, hatta hızla dünyamızın sonunu hazırlıyoruz…
İNSAN ZORBALIKTAN VAZGEÇMEDİĞİ, bıçağını(!) zarar vermek için kullandığı sürece geleceğini yok edecektir!
"ZORBALARDAN NASIL KURTULURUZ?" sorusuna acil çözüm bulmalıyız, hep beraber...
Yorum Ekle
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Yeni imajını gören Yaprak Dökümü'nün Oğuz'u sandı
Eşref Rüya dizisiyle ekranla dönen oyuncu Çağatay Ulusoy, dizinin sezon finali sonrası soluğu tatilde aldı. Yeni imajıyla paylaşım yapan Ulusoy, herkesi şaşırttı. Bazı hayranları Ulusoy'u...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Sıcak havalarda gazlı içecek tüketmek susuzluğu artırıyor
Sıcak havalarda özellikle bilinçsiz gazlı içecek tüketmenin sağlığı tehlikeye attığını belirten Diyetisyen Mısra Beste Köleoğlu, “Gazlı içeceklerdeki kafein idrar söktürücü etki yapar, bu da su kaybını artırır. Şeker oranı yüksek bu içecekler kan şekerinde dalgalanmalara da yol açabilir. Özellikle diyabet, hipertansiyon ve böbrek hastalığı olanlar için bu içecekler risklidir” dedi.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.