Yukarı
1

Sinan Kara

Şebnem Bursalı’nın burnu eskiden koku almıyor muydu?

04 Temmuz, 2023

   Bir süredir AKP’li yandaş medya, sosyal medya trolleri ve bazı Vekiller tarafından Tunç Soyer hak etmediği biçimde adeta linç ediliyor.

   Mevzu, İzmir Büyükşehir Belediyesine ait olan arıtma tesislerinin izin belgesiz çalıştırıldığına dair iddialar.

   Bu iddiayı dile getirenlerden birisi de, Yeni Asır ve Sabah kontenjanından AKP’ye kapak atan ve İzmir’den vekil olan Şebnem Bursalı.

   Bursalı şöyle diyor;

   "Suçüstü yakalanmanın telaşı içindeler. Her zaman olduğu gibi mağduriyet algısı oluşturmaya çalışıyorlar. Ama İzmirlinin karnı artık bu tür oyunlara tok. İl Özel İdaresi kapanalı yıllar oldu. Siz bu tesisleri eski Başkan Aziz Kocaoğlu zamanında almışsınız ve hala eksiklerini gidermemişsiniz. Yakalanınca da suçu, telaşla başkalarına atmaya çalışıyorsunuz. Bu tesislerin çevre izin belgesi var mı? Yok. Kesilen ceza doğru mu? Doğru…Daha niye yıllardır olduğu gibi yine mağdur edebiyatına sarılıyorsunuz? Bırakın artık bunları da iş yapın. İzmirli sizden laf değil hizmet istiyor. Körfez'in hali ortada. Sizin burnunuz koku almıyor mu? Siz bu koku problemini çözeceğiniz yerde sağa sola laf yetiştirmeye çalışıyorsunuz."

   Bu iddilara ilişkin Büyükşehir Belediyesi’nin de açıklaması var.

   Büyükşehir şu açıklamayı yapıyor;

   “İZSU Genel Müdürlüğü’nün bünyesindeki 70 arıtma tesisinden 39’u İl Özel İdaresi'nden önceki yıllarda devralınan küçük köy arıtmalarıdır. Tesisler İZSU tarafından yapılmadığı için bir takım eksiklerinin tamamlanması yönünde gerekli çalışmalar yürütülmüştür. 

   Bu tesislerin bir kısmı günlük 100 metreküp ile 1000 metreküp arasında değişen küçük kapasiteli; yapıldığı dönem itibariyle de köy statülü tesislerdir. İZSU bu tesisleri devraldıktan sonra İl Özel İdaresi ve Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün verimli çalıştırmadığını; tesislere ait ekipmanların ya arızalı ya da eksik olduğunu tespit etmiş, gerekli bakım onarım işlemlerini kısa sürede tamamlamış, vatandaşımızın mağduriyet yaşamaması için standartlara uygun hizmet verecek duruma getirmiştir. 

   Bir yandan bu çalışmalar sürerken bir yandan da cezaya konu olan çevre izin başvurusu için gereken bilgi ve belgeler defalarca istenmiştir. Bu süreçte Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü tüm başvuruları ısrarla reddetmiştir. 

   Bu durum bilinmesine karşın 2022 yılının Kasım ayında Çevre İzin ve/veya Geçici Faaliyet Belgesinin bulunmadığı gerekçesiyle her bir tesisimiz için 131 bin 516 lira idari para cezası kesilmiştir. 

   Başvuruları reddedilen, istediği belgeler kendisiyle paylaşılmayan İZSU, üstüne üstlük haksız ve kasıtlı bir şekilde cezai yaptırımla karşı karşıya kalmaktadır. İlgili kurumlar, yasal zorunluluğa rağmen, gerekli adımları atmamakta bu yanlıştan da İzmir Büyükşehir Belediyesi kurumu İZSU sorumlu tutulmaktadır. 

   Faili olmadığı bir yanlış gerekçe gösterilerek idari para cezası kesilmektedir. 

   Kısaca bahsi geçen tüm tesisler sağlıklı bir şekilde çalışmakta, arıtma görevini kusursuz yerine getirmektedir. Cezanın nedeni Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün tarafımıza teslim etmediği belgeler nedeniyle tamamlanamayan bürokratik süreçlerdir. 

   İzmirli iki kere cezalandırılıyor

   Kesilen haksız cezaların yanı sıra çevre izin belgesinin verilmemesi nedeniyle İZSU Genel Müdürlüğü bu tesislerin tükettiği yıllık 40 milyon kWh enerji tüketimi karşılığında alması gereken teşvikten mahrum kalmaktadır. Oysa alınacak teşvik kurumun enerji maliyeti üzerindeki yükü hafifleteceği için su tarifelerini de daha uygun seviyelere çekecekten, İzmirli bu yaklaşım nedeniyle daha yüksek faturalar ödemek durumunda kalmaktadır."

   Şimdi gelelim konuyu yorumlamaya.

   Bilenler bilir Şebnem Bursalı uzun yıllar İzmir’de Yeni Asır’da gazetecilik yaptı. Bu arıtma tesisleri yeni değil, o zamanlarda vardı.

   Şöyle ki, 2014 yılında Büyükşehir yasası çıkmadan önce izin belgesi olmadığı vurgulanan arıtma tesislerinin çoğunluğu İl Özel İdaresine bağlıydı. Büyükşehir Yasasıyla birlikte tamamı Büyükşehir Belediyesine geçti. Bu izin belgelerindeki eksiklikler 2014-2019 arası makamda bulunan Aziz Kocaoğlu tarafından da giderilemediği ve bugüne bırakıldığı anlaşılıyor.

   Haliyle koku problemi de bugüne özgü bir durum değil, o zamanlarda ciddi bir sorundu. Hatta o zamanlar daha büyük ve etkili bir koku tüm İzmir’i kaplıyordu. Şunu da belirteyim ki, Temmuz ayında olmamıza rağmen o eski koku artık kayboldu. Nedeni ise Çiğli Arıtma Tesislerinde iyileştirmeler yapılması.

   Merak ettim acaba Sayın Bursalı geçmişte bu olaylara hiç değinmiş mi?

   Öyle ya bir Vekil olarak başkasına “burnunuz koku almıyor mu?” diye soran, zamanın “sorumlu gazetecisi” Bursalı’nın burnu o yıllarda koku almıyor muydu?

   Umarım yanılıyorumdur ama doğrusu ben pek hatırlamıyorum. Her şeye rağmen arşivine de baktım, söz konusu Arıtma tesislerinin izin belgeleriyle ilgili tek bir yazısını bulamadım. Ayrıca o günlerde İzmir’de tereddütsüz ilk gündem maddelerinden birisi de, yine söz konusu kokuydu.

   Yanılıyorsam beni düzeltsin, geçmişte kokuyla ilgili bir eleştirisine de net biçimde rastlamadım. Acaba neden?

   Kendilerinin o günün Başkanı Sayın Kocaoğlu ile arasının iyi olmasından kaynaklı olabilir mi?

   Bilenler bilir, Şebnem hanım Aziz beyi pek kızdırmak istemezdi!

   Ayda yılda bir yaptığı küçük eleştirilerde bile “Aziz Başkan şimdi bana kızacak…” diye söze girerdi.

  Hal böyleyken kalkıp yılların birikmiş sorunlarını, 4 yıllık bir Başkana fatura etmeye çalışmak insafsızlık değil de nedir?

   Elbette payı var ama bu olayı tek başına Kocaoğlu’na yüklemekte doğru olmaz. Şu an AKP Milletvekili olan Şebnem Bursalı, şayet İzmir’i ve İzmirliyi çok düşünüyorsa, hesap sorması gereken adres; bu arıtma tesislerinin resmi işlemlerini geciktiren, sorunu çözmek yerine cezalandırıcı yaklaşan kurumlar olmalı.

   Bunu yapabilir mi?

   Bence çok zor!

   Çünkü önümüzde yerel seçimler var. Amaç çıkar odaklı siyaset olunca, her şey mubah. Vurun abalıya da nasıl vurursanız vurun misali…



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Dorukhan’ın gece gezmesi

Eyüpspor’da forma giyen Dorukhan Toköz önceki gece Arnavutköy’deki bir restorandaydı. Üç kadınla yemeğe çıkan futbolcu, mekân çıkışı muhabirleri fark edince arkadaşlarını önden gönderdi. ...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Milyonlarca kadın aynı sebepten dolayı sabah 3.29'da uyanıyor

Araştırmaya göre, İngiltere'de kadınların dörtte üçü sabahın erken saatlerinde uyanıyor. Bu da sabah tam 3.29'a denk geliyor. Bu saat ise ülkenin ortalama uyanma saati olan 7’den oldukça önce gerçekleşiyor. Kadınların yarısından fazlası (%53) ise tekrar uykuya dalana kadar yatakta dönüp durduklarını belirtiyor. 

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR