Yukarı
437026

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Evlenecek Gençlerimize Daha Yüksek Tutarda Destekler Vereceğiz

20 Kasım 2025 15:55

Aile ve Kültür-Sanat Sempozyumu'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gelir kriterinde yeni ve kolaylaştırıcı düzenlemeler yaptık. Destek tutarını ise 150 bin liradan 200–250 bin lira seviyesine yükselttik. Evlenecek gençlerimize yılbaşından itibaren daha yüksek tutarda destekler vereceğiz" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kütüphanesi'nde "Aile ve Kültür-Sanat Sempozyumu"nda açıklamalarda bulundu. Nüfusumuz artıyor fakat nüfus artış oranımız azalıyor diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Evlenecek gençlerimize yılbaşından itibaren daha yüksek tutarda destekler vereceğiz. Doğum yardımlarımıza da aynı şekilde ivme kazandırdık." dedi.

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

Sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle ve muhabbetle selamlıyorum. Aile ve Kültür Sanat Sempozyumu kapanış oturumu münasebetiyle sizlerle bir arada olmaktan, sizleri Cumhurbaşkanlığı Külliye’mizde misafir etmekten büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Milletin evine, bu gazi mekâna hepiniz hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Sizlerin vasıtasıyla 81 ilimizdeki vatandaşlarımızın yanı sıra, varlıklarıyla gönül, kültür ve diaspora coğrafyamızı çiçeklendiren tüm kardeşlerimize buradan muhabbetlerimi iletiyorum.

Bu önemli sempozyumu tertip eden Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulumuza ve Aile Bakanlığımıza bir kez daha, sizlerin huzurunda teşekkür ediyorum. Sayın Bakanımızı ve ekibini; aynı şekilde Kurul Başkan Vekilimizi ve mesai arkadaşlarını, Danışma Kurulu üyelerini, koordinatörlerimizi ve tüm konuşmacılarımızı yürekten kutluyorum.

Şunu öncelikle ifade etmek istiyorum: Hem Kültür ve Sanat Kurulumuz hem de Aile Bakanlığımız kendi alanlarında son derece verimli, başarılı ve ufuk açıcı işlere imza atıyor. Dün başlayan ve bugün sizlerle birlikte kapanış merasimini icra ettiğimiz Aile ve Kültür Sanat Sempozyumu da işte bu çalışmalardan biridir.

Düzenlenen altı oturumda akademisyenlerimiz, bağımsız araştırmacılarımız, uzmanlarımız ve daha pek çok katılımcı bildirilerini tebliğ etti. Dijital kültürden sanata ve medyaya, aile içi iletişimden nüfus politikalarına, kentleşmeden aile sağlığına kadar geniş bir renk paletinde birçok konu burada enine boyuna tartışıldı.

"SEMPOZYUM EMSAL TEŞKİL ETMELİ"

Her şeyden önce, bu tartışmaların aile kurumumuz ve gençlerimiz başta olmak üzere ülkemiz ve milletimiz için hayırlar getirmesini canı gönülden temenni ediyorum. Bununla birlikte, şu hususu da ifade etmekte fayda olduğuna inanıyorum: Akademik toplantılarda yapılan tespit ve teşhisler elbette ki önemlidir. Teorik ve kuramsal çerçevenin iyi çizilmesi, tartışmaların sağlam bir zemine oturması kuşkusuz çok mühimdir.

Fakat hepsinden önemlisi, tüm bunlardan hareketle somut ve uygulanabilir neticeler, sadra şifa çözümler elde etmektir. Sempozyum kapsamında yapılan değerlendirmelerin yeni ve yenilikçi uygulama örnekleri bakımından emsal teşkil etmesini diliyorum. Aynı şekilde, tebliğleriyle, eleştirileriyle, bilgi birikimi ve saha tecrübeleriyle sempozyuma katkı veren herkese şükranlarımı sunuyorum. Emekleriniz inşallah hayra vesile olsun.

"AİLE MEKTEBİNDEN YETİŞEN BİREYLER NE KADAR BİLGİLİ VE ŞUURLU OLURSA, TOPLUM DA O DERECE GÜÇLÜ OLUR"

Kıymetli misafirler, sevgili kardeşlerim, bazı kurumlar vardır ki bunlar bir milletin özünü teşkil etmekle kalmaz; milli bir nüve olarak geçmişten aldığı müktesebatı geleceğe taşır, istikbale yön verir. İçtimai bünyemizin en küçük fakat en sağlam hücresi olan aile, işte bu müesseselerden biridir.

Aileye baktığımızda milleti, millete baktığımızda da onu meydana getiren büyük medeniyeti görürüz. Bu yönüyle aile, kimlik ve kültürün yaşatıldığı, milli ve manevi değerlerin muhafaza altına alındığı ve bu kıymetlerin nesilden nesile aktarıldığı bir okul hükmündedir.

Merhum Nurettin Topçu bu hakikati şöyle ifade ediyordu: “Aile, örf ve adetlerin ve bir dereceye kadar seciyemizin hamurunun yoğrulduğu mekteptir. Sevginin ve kalp alışkanlıklarının mektebidir. Sabrın ve müsamahanın mektebidir. Şefkatin ve anlayışın mektebidir. Fedakarlığın ve vazifeler yüklenmenin mektebidir.” Mesele işte bu kadar açık ve nettir. Buradan hareketle şunu da çok rahatlıkla söyleyebiliriz: Aile mektebinden yetişen bireyler ne kadar bilgili, ne kadar şuurlu olursa, toplum da o derece güçlü olur.

"BİREYİ GÜÇLENDİRMEDEN AİLEYİ, AİLEYİ GÜÇLENDİRMEDEN DE MİLLETİ VE DEVLETİ YAŞATAMAZSINIZ"

Konuya farklı bir açıdan yaklaştığımızda ise yine bir başka gerçekle karşılaşırız: Bireyi güçlendirmeden aileyi, aileyi güçlendirmeden de milleti ve devleti yaşatamazsınız. Bunun için her fırsatta “Kâmil insan, huzurlu aile, güçlü millet” diyoruz. Yani zübde-i alem olan insandan başlayarak aileye, oradan da topluma ve millete giden bir silsileden bahsediyoruz.

Eğer müreffeh bir ülke olarak geleceğe emin adımlarla yürümek, çağ ve dünyaya yön vermek istiyorsak, bu silsileyi özenle korumamız gerekiyor. Hepimize bu anlamda çok önemli vazifeler düştüğü kanaatindeyim. Öğretmenlerimizden anne babalarımıza, sivil toplum kuruluşlarımızdan merkezi ve yerel yönetimlere, bu konuda hepimiz elimizi taşın altına koymakla mükellefiz. Aksi takdirde arzu ettiğimiz nesilleri yetiştiremez, bu konuda hiçbir mesafe kat edemeyiz.

Değerli dostlar, burada şunu da belirtmek durumundayım: Tıpkı aile gibi, kültür ve sanat da bizi ve değerlerimizi yansıtır. Millet olarak dünyaya ve ötesine bakışımızı, bizi biz yapan hasletleri anlatır. Kuşaklar ve insanlar arasında bağ kuran, bu yönüyle devamlılığı sağlayan alanların en başında hiç şüphesiz kültür ve sanat gelir. Hamdolsun, bu noktada dünyanın imrenerek baktığı bir birikimin sahibiyiz. Edebiyatta, müzikte, mimaride, el sanatlarında, hat ve tezhipte; kısacası kültür ve sanatın her şubesinde yüksek bir estetiğin ve fevkalade bir müktesebatın temsilcileriyiz.

"LGBT SAPKINLIĞINA ÖNLEMLERİ ALIYORUZ"

Bir yandan üç kıtayı imar ve ihya edip gönüllere girerken, diğer yandan askeri, siyasi ve idari kabiliyetlerini kültürle, irfanla ve sanatla birleştirmiştir. Rahmetli Samiha Ayverdi, bu noktada milletimizin karakteristik özelliğini şu cümlelerle anlatıyor:

“Kılıç tutan elleri, icabında sanat şaheserleri ortaya koyar. Maddi ve bedeni bünyelerini hazırlayıp terbiye ederken, manevi yapılarını da ıslah etmekten geri kalmazlar.”

İşte bunun için de fütuhat ve yükseliş asırları, Türk coğrafyasını bir refah, medeniyet ve adalet zemini halinde çiçeklendirmiştir. Bizler de ecdadın o hikmetli bakışından ilhamla, aileye dönük çalışmalarımızı kültür ve sanatla beslemeye; Türkiye Yüzyılı’na giden yolun kilit taşlarını döşemeye devam ediyoruz.

Gerek bakanlıklarımız, gerekse ilgili kurum ve kuruluşlarımız, risk önleyici ve çok boyutlu bir yaklaşımla hareket ediyoruz. Küresel kapitalizmin yeni cepheler açtığı, kültürel emperyalizm ve dijital kuşatmanın dünya genelinde şiddetini artırdığı bir dönemde, aile kurumunun adeta üzerinde titriyoruz. Cinsiyetsizleştirme dayatmaları ve LGBT gibi sapkın akımlara karşı gerekli tüm önlemleri alıyoruz. Bu noktada en küçük bir tavize, ihmale veya rehavete mahal vermiyoruz.

"ŞU AN FELAKETİ YAŞIYORUZ"

Sosyal medya ve dijital mecralarda, insanla birlikte aileyi, toplum yapımızı ve mukaddes değerlerimizi hedef alan içeriklerle etkin şekilde mücadele ediyoruz. Daha önce çeşitli vesilelerle ifade ettiğim şu noktaya tekrar dikkatinizi çekmek istiyorum: Nüfusumuz artıyor, fakat nüfus artış hızımız azalıyor. Toplam doğurganlık oranı, nüfusun kendisini yenileme seviyesinin altında gerçekleşiyor. TÜİK'in açıkladığı verilere göre, geçtiğimiz yıl ölçülen toplam doğurganlık hızı 1,48’tir. Şu an tam bir felaketi yaşıyoruz.

"ALARM ZİLLERİ ÇOK YÜKSEK SESLE ÇALIYOR"

Bu oran, nüfusun kendisini yenileme düzeyi olan 2,10 bandının çok altındadır. Geleceğimiz açısından alarm zilleri hem de çok yüksek sesle çalıyor. Bu ülkenin istikbalini düşünen hiç kimse buna kayıtsız kalamaz.

Bir diğer önemli konu şudur, değerli kardeşlerim: 2022 yılı verilerine baktığımızda, istihdamda olan kadınların toplam doğurganlık hızı 1,38; istihdam sürecinde yer almayan kadınların toplam doğurganlık hızı ise 1,72’dir. Yani çalışma hayatının doğurganlık hızı üzerinde sınırlı bir etkisi olduğu; istihdamda olmayan kadınların da çocuk sayısının düştüğü ortaya çıkıyor. Bundaki temel etken, hiç şüphesiz şehirde kadınların giderek daha fazla yalnızlaşmasıdır.

"BEYLER, ALINMASIN, KUSURA DA BAKMASIN, KADINLAR ÇOCUK YETİŞTİRME NOKTASINDA EŞLERİNDEN GEREKLİ DESTEĞİ GÖREMİYOR"

Şunu bir defa burada açık açık söylemek durumundayım: Beyler, alınmasın; kusura da bakmasın, ama kadınlar çocuk yetiştirme noktasında çoğu zaman eşlerinden gerekli desteği göremiyor. Yükün büyük bir bölümü maalesef kadınların omuzlarına yükleniyor.

Oysa aile hayatıyla da bizlere en güzel örnek olan Peygamber Efendimiz (aleyhisselatu vesselam) şöyle buyuruyor: “Kadınlar, erkeklerle birlikte bir bütünü tamamlayan diğer yarılarıdır.”

Evet, tam olarak mesele budur. Bizim zihniyetimizin, bizim toplum ve aile yapımızın omurgası işte budur. İnancımızın bize emrettiği budur. Biz hem yaşayacak, hem de sonraki nesillere ait olarak daha fazla bireyselleşiyoruz. Bunun bir sonucu olarak da yalnızlaşıyoruz. 2008’de 4 kişi olan ortalama hane halkı büyüklüğü, 2024 senesinde 3,011 kişiye geriledi.

Aynı şekilde, yalnız yaşayan fertlerden oluşan tek kişilik hane halkı oranı, son 8 yılda 5 puan artarak %20’ye çıktı. TÜİK verilerine göre, tek kişilik hane oranlarımız yıldan yıla artıyor. Bu tabloyla sadece metropollerde değil, nüfusu nispeten daha az olan Anadolu illerimizde de karşılaşıyoruz.

Kırdan kente göçün yanı sıra, neoliberal kültür ile teknolojinin de etkisiyle hayatımızın her alanında köklü değişimler meydana geliyor. Aile mahremiyeti ve aile birlikteliği, daha önce olmadığı kadar günümüzde zemin kaybediyor.

Bütün bu sunumlar karşısında, gerek demografik yapımızı iyileştirmeye, gerekse aile kurumunu güçlendirmeye yönelik çalışmalarımıza hız verdik. 2025 senesini Aile Yılı ilan ettik.

"2026–2035 YILLARI ARASINI KAPSAYAN DÖNEMİ, YANİ ÖNÜMÜZDEKİ 10 SENEYİ AİLE VE NÜFUS YILI OLARAK İLAN ETTİK"

Aile eğitimi ve aile danışmanlık hizmetlerini devreye aldık. 81 ilimizi kapsayan Aile ve Gençlik Fonu’nu hayata geçirdik ve dünya evine girecek gençlerimize faizsiz kredi desteği sunduk. Şu ana kadar bu krediyi almaya hak kazanan çiftlerimizin sayısı 62 bini geçti.

Gelir kriterinde yeni ve kolaylaştırıcı düzenlemeler yaptık. Destek tutarını ise 150 bin liradan 200–250 bin lira seviyesine yükselttik. Evlenecek gençlerimize, inşallah yılbaşından itibaren daha yüksek tutarda destekler vereceğiz.

Doğum yardımlarımıza da aynı şekilde ivme kazandırdık. İlk çocuk için tek seferlik 5.000 lira; ikinci çocuk için 5 yaşını tamamlayıncaya kadar aylık 1.500 lira; üçüncü ve sonraki çocuklar için de 5 yaşını dolduruncaya kadar aylık 5.000 lira doğum yardımı yapıyoruz. 2026–2035 yılları arasını kapsayan dönemi, yani önümüzdeki 10 seneyi Aile ve Nüfus On Yılı olarak ilan ettik. Gerçek Gündem



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

Türkiye'nin hava savunma sistemi petrol zengini ülkenin radarına girdi

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı (SSB) Haluk Görgün, Katar ile ihracat odaklı sıcak temasların sürdüğünü açıkladı. SSB Başkanı Haluk Görgün, SAHA EXPO fuarında basına yaptığı değe...

Çelik’ten Özel’e Sert Sözler! 'Önce Kendi Partini Temizle'

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik sözlerine sert tepki gösterdi. Özel’in açıklamalarını “Adres şaşırdığını gösteren bir hadsizli...


'Türkiye'nin 1,4 milyar lira ceza aldığı gerçeğini değiştirmiyor'

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, Türkiye-Irak ham petrol boru hattında yapılan usulsüz petrol taşımasıyla ilgili Uluslararası Tahkim Mahkemesi’nin ...

MHP'den 'Demirtaş' için dikkat çeken çıkış: 'Başka seçenek yok!'

MHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, AİHM'in ihlal kararı verdiği Selahattin Demirtaş için isim vermeden ç...


Böcek Ailesinin Ölümünde Kan Donduran Detaylar...

Fatih'te zehirlenme şüphesiyle tedavi gördükleri hastanede hayatını kaybeden anne, baba ve 2 çocuğunun ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmada, ailenin konakladığı otelin resepsiyon görevl...

81 ilde 687 düzensiz göçmen ile 29 organizatör yakalandı!

Bakan Ali Yerlikaya, 81 ilde yapılan denetimlerde 9'u yabancı uyruklu olmak üzere 29 göçmen kaçakçılığı organizatörü ile 687 düzensiz göçmenin yakalandığını duyurdu.️ İçişleri Bakanı Ali ...


Bahçeli '3 arkadaşımı alırım İmralı'ya giderim' demişti

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin "Alırım yanıma 3 arkadaşımı, kendi imkanlarımızla İmralı’ya gitmekten imtina etmem” açıklamasını değerlendiren AKP İstanbul Milletvekili Salim Ensarioğlu, "B...

İmamoğlu'ndan 'İBB' ve 'süreç' açıklaması: 'Çırpındıkça batan iktidar partisinin siyaseti büyük savrulma yaşıyor'

CHP'nin tutuklu Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, İBB iddianamesine ve iktidarın başlattığı yeni 'süreç'le ilgili tartışmalara ilişkin bir açıklama yaptı. CHP'nin tutuklu Cumhurbaşkanı ...


'Artık Erdoğan’ın ve AK Parti’nin sorumluluk almasının vakti'

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Meclis'ten bir heyetin İmralı'da terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşüp görüşmeyeceği tartışmalarına ilişkin AKP'li Cumhurbaşkanı Rece...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Perihan Savaş ile İbrahim Tatlıses bir arada

Türkücü İbrahim Tatlıses ile oyuncu Perihan Savaş, kızları Zübeyde Melek Akkaş'ın doğum gününde bir araya geldi. Tatlıses, o anları "Baban hep yanında" notuyla paylaştı. Oyuncu Perihan Sa...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Damarları hızlı tıkayan yiyecek açıklandı, uzak durun

Kalp ve damar hastalıklarının en önemli nedenlerinden biri yanlış beslenme. Günlük yaşamda sık tüketilen birçok yiyecek, vücutta kötü kolesterolü (LDL) yükselterek damarların tıkanmasına yol açabiliyor. Uzmanlara göre asıl tehlike, sucuk, pastırma veya kırmızı etten değil; trans yağ ve aşırı şeker içeren modern hazır gıdalardan geliyor.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR