Yukarı
430697

Soyer, cezaevi günlüğünde yazdı: Yüzde 15'im öldü!

25 Temmuz 2025 15:11

Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, sosyal medya hesabından cezaevinden yazdığı “Hapishanede Hayata ve Ölüme Dair” başlıklı paylaşımında dikkat eken ifadelere yer verdi. Soyer, “Hapiste kiminin %10’u kiminin %60’ı ölüyor. Bana sorarsanız benim %15’im öldü sanıyorum” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin şirketlerine yönelik operasyonda 'yolsuzluk' ve 'ihaleye fesat karıştırma' suçlamaları ile tutuklanan önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer sosyal medya hesaplarından bir paylaşım yaptı.Soyer, “Hapishanede Hayata ve Ölüme dair” başlıklı yazısında dikkat çeken ifadelere yer verdi.Soyer'in cezaevi günlüğünde kaleme aldıklarının tamamı ise şöyle: "Hapishanede Hayata ve Ölüme dairSevgili Murat Çalık Başkanımıza yapılanları mutlaka izliyorsunuzdur. Yaşananlar, hepimize “bu kadar da olmaz” dedirtiyor. 21 kg vermiş, hastane verileri kanserin nüksettiğini ya da nüksetme işaretleri verdiğini söylüyor. Buna rağmen, şehirler arasında, hastaneler arasında dolaştırılıyor, birbiriyle çelişen raporlar ortaya atılıyor. Murat Başkan acı çekiyor, ailesi acı çekiyor ve bir türlü tutukluluk halinin kaldırılmasına karar verilemiyor.

BU EZİYET NEDEN?

Murat Başkan henüz bir suçtan mahkum olmuş değil, sadece tutuklu. Yani bu eziyet “tutukluluk halinin kaldırılmasına, tutuksuz yargılanmasına” denilerek bir kararla bitirilebilecekken bu yapılmıyor. Ne için bu bedel ödetiliyor, henüz suçu bile kesinleşmemiş bir insanın sağlığıyla hayatıyla neden kumar oynanıyor anlaşılmıyor. Maalesef devlet hepimizin gözleri önünde vicdanını kaybediyor. Tarih vicdanını kaybetmiş devletlerin ne büyük acılar yaşadığının, yaşattığının örnekleri ile doludur. Bin yıllık devletimizin, yüz yıllık Cumhuriyet’imizin bu tabloyu görmesi, anlaması ve akıl almaz süreci derhal durdurmasını bekliyoruz.Hapishane hapiste olanı zaten öldürüyor. Murat Çalık Başkanımız gibi sadece bedenen yaşanan eziyeti kastetmiyorum. Hapishane herkesi bir parça öldürüyor.Diğer cezaevlerini bilmiyorum ama benim kaldığım F tipinde hücreniz dışında, infaz koruma memurları, ziyarete gelen avukatlar ve milletvekilleri ile avludan görünen bir avuç gökyüzü dışında, kimseyi, hiçbir şeyi görmüyor, duymuyorsunuz. Hayatla kurduğunuz bağ sadece bu saydıklarımla sınırlı. Yani ağaçlar, çiçekler, kuşlar, köpekler, deniz, onun sesi, şehrin ışıkları, sesleri, dostlar, dost sohbetleri vb. hiçbir şey yok. Yani hayatınızda eksilenler ve mahrum kaldıklarınız nedeniyle adeta bir bölümünüz yok oluyor.Sevdikleriniz, sanki gökyüzüne yükselmişsiniz gibi, göremeseler de varlığınızı hissediyor, bir gün tekrar hayata döneceğiniz günü bekliyor. :))  Siz de adeta yukardan olup biteni izliyorsunuz.YÜZDE 15'İM ÖLDÜ SANIYORUMHapiste kiminin %10’u kiminin %60’ı ölüyor. Bana sorarsanız benim %15’im öldü sanıyorum. Ama şimdi bu alegorinin iyi tarafına geliyorum.Sanıyorum ünlü fizikçi Lavoisier idi; “Hiçbir şey vardan yok, yoktan var olmaz” diyordu. Benim öldüğünü söylediğim %15’lik kısım, aslında başka bir biçimde, başka bir fonksiyonu yerine getiriyor. Adeta bir doğum sancısı çekerek, hem gerideki %85’i hem yeniden doğum sonrası başlayacak hayatın çok daha canlı, çok daha güçlü, çok daha mutlu olmasını sağlayacak ders, deneyim ve ustalık biriktiriyor.Bunun nasıl mümkün olabildiğini, içerisi ile dışarısı arasındaki bağın nasıl bir bağ olduğunu Dr. Feyza Bayraktar yazmış. Kendisi bir hapisane tecrübesi yaşadı mı bilmiyorum ama yaşamış kadar hakiki anlatmış. Sözü biraz ona bırakıyorum.“Taş duvarlar ve demir parmaklıklar, ilk bakışta yalnızca sessizliği temsil eder. Ama insan ruhu devreye girdiğinde, hapisane bir mezar değil, bazen bir laboratuvar, bazen de bir sahneye dönüşür. Dört duvar arasındaki umut ile umutsuzluk sürekli bir çatışma yaşar. Hücresinde yalnız başına oturan bir insan, moralini korumaya çalışırken yalnız kendi varlığı için değil, toplumun belleği için de savaşır.Zincir, insanı durdurmaz, yasak ilgiyi yok etmez. Haksız yere tutuklananlar görünürde susturulur ama gerçekte yasaklanan ya da susturulan bir ses ironik biçimde ne kadar bastırılırsa o kadar çok yankı bulur. Çünkü insan zihni, bir şeyden, bir kişiden mahrum bırakıldığında ona daha çok yönelir. Bir bilgiye erişim engellendiğinde o bilgiye duyulan ilgi ve arzu artar.Yasak ilgiyi azaltmak yerine arttırır, dışardakiler, dinleyerek, izleyerek sessiz bir dayanışma sergiler. Baskı altındaki toplumlar görünürde itaat ederken, kendi aralarında, sessiz, dolaylı ve sembolik yollarla bir direniş geliştirir. Bu açık bir isyan değil, sessiz bir varoluş ve direniş biçimidir. Dört duvarın içindeki moral, dışardakiler için bir pusulaya dönüşür.Hapishaneler, sadece mahkumun değil, toplumun da sınavıdır. Hücrede moralini koruyan biri, yalnız kendi ruhunu değil, susturulmuş bir toplumun ruhunu da ayakta tutar.Sonuç olarak hakikat zincire vurulamaz. Susturulan sesler er ya da geç susturmaya çalışılanlardan daha yüksek duyulur. Dört duvarın içi sesleri boğmak yerine yankıyı büyütür.”Hapishaneye düşen insanın ilk kaybı özgürlüğü değildir. Asıl büyük kaybı, zamanın akışına dair kontrolüdür. Zincirler kapılardan çok, zamanın akışını yavaşlatır. Ama insan zihni en ağır zincirlerden bile kendini kurtarabilecek bir yeteneğe sahiptir.Bu yetenekleri, hayal gücü, aklını kullanma kapasitesi ve hafızasından beslenir. Sonuçta hepsinin birlikte yöneldiği hedef, hücreyi bir mezar olmaktan çıkarıp bir buluşma alanına dönüştürür.Nietzsche’nin dediği gibi “Bir nedeni olan insan, her ‘nasıl’a katlanır.”



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

Durmaz, “Temiz deniz, sağlıklı bir gelecek demektir”

Durmaz, Çeşme Belediyesi olarak bilimin rehberliğinde doğayla uyumlu, dayanışmacı bir yerel yönetim anlayışını hayata geçirdiklerini belirtti. Temiz Çeşme Temiz Deniz hareketi kapsamında ...

Konak’ta çocuklara kültürel miras bilinci aşılanıyor

Konak Belediyesi’nin Çocuk Yaz Programı kapsamında düzenlenen Kültürel Miras Çocuk Atölyesi, miniklere kentin tarihini öğretirken, kültürel değerleri koruma bilinci aşılıyor. Ayrıca progr...


CHP’li Bakan Konya’da polisin darp edildiği olayı Meclis gündemine taşıdı

CHP Genel Bakan Yardımcısı Murat Bakan, Konya’da bir polisin ailesinin yanında darp edildiği olayı ve iddiaları Meclis gündemine taşıdı, İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanı’nın yanıtlaması i...

İZPA İzmir’in orman yangını risk haritasını oluşturdu

Çalışmada, İzmir’e özgü mekânsal bir orman yangını risk modeli geliştirilerek, bu modelde AHS temelli karar destek yapısı CBS ortamında uygulandı. Modelde kullanılan veriler, orman örtüsü...


Çeşme Belediyesi’nden KİHEP için iş birliği protokolü

Çeşme Belediyesi ile Kadının İnsan Hakları Derneği ve İzmir Kadın Dayanışma Derneği arasında daha fazla kadının insan hakları eğitim programından yararlanması amacıyla kurumsal iş birliği...

Menemen'e Aynısefa geliyor

Menemen Belediyesi, vatandaşların huzurla, keyifle, lezzetle ve ekonomik olarak sosyalleşebileceği yepyeni bir tesisi hizmete açmak için hazırlıklarını son aşamaya getirdi. Açılışa kısa b...


Sunal Tülbentçi Parkı Yeni Yüzüyle Hizmette

Menderes Belediyesi, tesislerini modernleştirmeye devam ediyor. Planlama dahilinde yaz sezonu öncesi çalışmalarına başlanan Gümüldür’deki Sunal Tülbentçi Parkı tesisi sona erdi. Tesis yen...

Özgür Özel'den savcılara 'iddianame' çağrısı: 'İzmir gibi görevinizi akla, vicdana, hukuka uygun yapın'

CHP lideri Özgür Özel'den İmamoğlu görüşme sonrası Silivri'de açıklamalarda bulundu.


Buca’nın hafızası Pembe Köşk’te can buldu

Buca’nın köklü geçmişini ve zengin kültürel mirasını gün yüzüne çıkaran Buca Kent Belleği Sergisi, kapılarını ziyaretçilere açtı. Tarihi Pembe Köşk’te hayat bulan sergiye tüm İzmirlileri ...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Serdar Ortaç kumarda ne kadar kaybetti?

Serdar Ortaç katıldığı bir programda yalan makinesine bağlandı. Şarkıcı, "Kumarda ne kadar kaybettin?" sorusunu yanıtladı. Serdar Ortaç konuk olduğu bir programda yalan makinesine bağland...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Geç uyumak unutkanlığa yol açar mı?

Yaşam temposu, geç uyumayı normalleştirdi. Ancak beyin bu tempoya uyum sağlamakta zorlanıyor. Çünkü uykusuz kalmak hafıza üzerinde kalıcı hasarlar bırakabiliyor.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR