Yukarı
426989

Dervişoğlu'ndan terör örgütü PKK'nın bildirisine tepki

20 Mayıs 2025 11:58

 İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, terör örgütü PKK’nın tasfiye kararındaki Lozan Antlayması ile ilgili ifadelere dikkat çekerek, "Diasporası olan bir örgütten bahsettiğimizi söyledim. İşe Lozan’dan başlar, Türkiye’yi işgalci ve soykırımcı olarak tanımlarsanız ve Türkiye Cumhuriyeti devleti de bu kararı alıp yırtıp çöpe atmazsa Avrupa ülkelerinde başka tartışmaların gündeme taşınacağı gerçeğini de anlamak gerekir" dedi.

Dervişoğlu, Habertürk TV'de Mehmet Akif Ersoy’un gündeme dair sorularını yanıtladı. "Terörsüz Türkiye’ye karşı mısınız?" sorusuna Dervişoğlu, "Buna kim karşı olabilir? Kim arzulamaz bu ülkede her şeyin güllük gülistanlık olmasını? Ama ‘Terörsüz Türkiye’ kavramının bir iletişim kampanyasının öznesi olmasına karşıyım. Terörsüz Türkiye denilerek terörizmin ve teröristlerin meşrulaştırılmasına karşıyım. Bölgede yaşanan gelişmelerle birlikte ülkemizde yaşanan gelişmelerin toptancı bir tarih şuuru ile değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Yoksa salt milliyetçi reflekslerle konuşan biri değilim. Karakterim de buna müsait değil ama atılan adımların yanlışlıklarına işaret ettikçe görüşlerimin reflekslerimle şekillendiği yönünde bir kanaat oluşuyor." dedi.

Terörist ve terörizmin çok doğru bir biçimde tanımlanması gerektiğini söyleyen Dervişoğlu, "Karakteri icabı bir insan tek başına terörist olabilir ama terörizm başka bir şeydir. Bir amaç üzerine inşa edilmiş örgütlerin bu süreçlerde emellerinden vazgeçip vazgeçmediklerine bakmak gerekir. Bugün baktığımda, örgütün İmralı’daki cani başının bu süreci idare ettiği kanaatini ediniyorum" şeklinde konuştu.

"Devletten bilgi alamıyoruz"

Süreçle ilgili olarak devletten aldığı herhangi bir bilgi olmadığını vurgulayan Dervişoğlu, "Bu süreç kimlerin arasında yürütülüyor? Bir, iktidar ve onun güvenlik bürokrasisi. İki, iktidarın ortağı MHP ve Sayın Erdoğan’ın söyleyemediklerini ifade eden Bahçeli, örgütün üst düzey yöneticileri ve örgütün lideri pozisyonundaki İmralı’da ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum zat. Bir de bu işin kuryeliğine ve ulaklığına soyunmuş DEM Parti. Ben ancak bu açıklamalara bakarak bir değerlendirmede bulunuyorum. Devletten sıhhat derecesi yüksek bir bilgi alabilmeye muvaffak olamadığımdan vasata bakarak, Bahçeli’nin konuşmalarının arasındaki şifreleri analiz ederek, PKK’nın kongrelerindeki alınan kararlara bakarak bir değerlendirme yapabilirim" ifadelerini kullandı.

"Süreç Erdoğan’ın siyasi geleceğine endekslenmiş"

Dervişoğlu, şöyle konuştu:

"Bütün bu sürecin seçimlere yönelik ya da mevcut iktidarın başındaki zatın siyasi geleceğine endekslenmiş bir planlama olduğu kanaatini taşıyorum. Kendilerine zaman kazandırmak için de Türkiye’nin geleceğini karartacak birtakım projelerin yaşama geçirilmesi olarak görüyorum" Peki bunu neye istinaden söylüyorum? Bu cani örgütün üst düzey yöneticilerinden birinin PKK kongresinde yapmış olduğu açıklama ile izah edebilirim. ‘Ben taleplerimden bahsetmedim’ diyor. ‘1. Kongre özgürlüğün karar ve ilanıydı. 12. Kongremiz söz konusu özgürlük tarihinde yeni bir dönem başlatmanın önünü açıyor’ diyor. Burada bölgeyle ilgili dikkat çekici bir şey de söylüyor. Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir emperyal kuşatma ile karşı karşıya olduğunu, beklentileri karşılanmazsa bu güçlerin Türkiye’yi yerle bir edeceğine dair beyanlar var." 

"Bir şeyi elde etmek için neyden vazgeçildiğine bakmak gerekir"

Dervişoğlu, sıradan bir örgütten değil, 40 yılı aşkın süredir, 50 binden fazla vatandaşın canını alan bir örgütten bahsedildiğini belirterek, "Bir tarafta PKK-KCK diye bir üst yapı var. Onun altında Türkiye’deki PKK, Suriye’de YPG-PYD. İran’daki PJAK. Bunların hepsi entegrasyon içerisinde çalışan yapılar. Türkiye’deki gelişmelere bakarak örgütün geleceğe dair ne planlar yaptığını tespit edemezsiniz. PKK’dan silah bırakmasını istediğimizde bilakayduşart yapılması gerektiği ifade edilmişti. Ama anlaşılan o ki, masada birtakım pazarlıklar yapılıyor. Bir şeyi elde etmek için neyden vazgeçildiğine bakmak gerekir. Kime ne verildi sorusunun cevabını aramak gerekir" değerlendirmesini yaptı.

Türkiye'nin "örgütün bütün bileşenleri ile birlikte kendisini tasfiye etmesi gerektiğini" söylediğini anımsatan Dervişoğlu, "Ama Suriye’nin kuzeyinde YPG, devlete ortak olabilecek birtakım talepleri paylaşıyor. Dolayısıyla her şeyin bizim istediğimiz gibi gittiğini ifade etmek çok kolay değil" dedi.

"Diasporası olan bir örgüt"

Terör örgütü PKK’nın tasfiye kararındaki Lozan Antlaşması'na ilişkin ifadelere dikkat çeken Dervişoğlu, "Diasporası olan bir örgütten bahsettiğimizi söyledim. İşe Lozan’dan başlar, Türkiye’yi işgalci ve soykırımcı olarak tanımlarsanız ve Türkiye Cumhuriyeti devleti de bu kararı alıp yırtıp çöpe atmazsa Avrupa ülkelerinde başka tartışmaların gündeme taşınacağı gerçeğini de anlamak gerekir" ifadelerini kullandı.

DEM Parti heyetinin sürece dair yeni turlara başladığını hatırlatan Dervişoğlu, "Ben burada tek kaldığımın farkındayım. Sonuna kadar da tek yürürüm. Benim için problem değil. Buradan siyasi bir fayda temin edebilmek için söylemimi farklı yerlere taşıyacak birisi değilim. Tarihe karşı görevlerimi yerine getirmeye çalışıyorum. Bu süreç beklentilerimize cevap verebilecek şekilde tanzim edilebilmeliydi. Benzer bir süreç yaşadık ve onun sancılarını biliyoruz. DEM, AKP, MHP organizasyonunda, güvenlik bürokrasisinin dahli ve Öcalan’la örgütün üst düzey yöneticileri arsındaki bir süreç. Buradan çok sağlıklı bir sonuç çıkacağı iddiasında bulunabilmek mümkün değil" şeklinde konuştu.

Bahçeli’nin komisyon önerisi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sürece dair komisyon önerisi hatırlatılan Dervişoğlu, "Herkes bir şey bilmeden bu suça neden ortak olsun? Ne konuşulacak, nasıl tanzim edilecek? Yeni bir komisyon modelinden bahsediliyor. Bu komisyonla neyi, nereye taşıyacaksınız ya da 100 kişilik bir komisyon hangi kararı alıp, hangi konuları o komisyonlarda konuşacak?" diye sordu.

"Terör örgütü yenildiği için bu noktaya gelmiş olabilir mi?" sorusuna Dervişoğlu, "Türkiye, 'Terör örgütünü mağlup ettik' demedi ama terör örgütü fesih kongresinde Türkiye’ye galebe çaldığını söylüyor. Örgüt yenildiğini kabul ettiği için Öcalan da çaresiz kaldığı için, Abdullah Öcalan 25 yıldır tutuklu zaten, bu işin nasıl çaresi konumuna taşındı, bizim onu konuşmamız, tartışmamız icap ederken örgütün yenildiğini Abdullah Öcalan'ın neredeyse deklare ettiğinden bahsediyoruz. Bu kabul edilebilir bir şey değil" yanıtını verdi.

"YPG-PYD’nin silahını teslim alabilecek miyiz?"

Terör örgütünün silah bırakmasının birkaç ay içerisinde bitmesi gerektiği açıklamaları hatırlatılan Dervişoğlu, "Kimin silahını teslim alacağız? YPG’nin, PYD’nin silahını teslim alabilecek miyiz? Irak PKK’sının, İran’ın güneyindeki PJAK’ın silahlarını teslim alçak mıyız? Türkiye’de 89 kişi kaldıklarını söyleyen bir yapının silahlarını teslim alacaksak bu bir aldatmaca olarak da tanımlanabilir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin ciddiyetinin ayağa düşürülmemesi gerekir. Bu örgüt herhangi bir emelinde vazgeçmediğini söylüyor" dedi.

"İyi niyet olsaydı ilk adım Lozan’la ya da soykırımla mı atılırdı?" 

Süreçle ilgili bir davet gelmesi halinde bundan rahatsızlık duymayacağını ifade eden Dervişoğlu, "Böyle kritik bir süreçte ilk adımı Sayın Cumhurbaşkanı’nın atmasından bile rahatsız olmam. Başka siyasiler gibi ‘oraya, buraya gitmem’ demem. Türkiye’nin en temel meselesiyle ilgili sır katipliğinde yapılacak bir toplantı da olmak üzere devletin yetkilileri ile yaparım. Ama örgütle bağlantılı olanlarla kapılı kapılar ardında yapılan toplantılara dahil olmam. DEM bilgilendirme yapacakmış, yaparım ama bütün kameralar içerinde olur. Burada bir iyi niyet olsa, ilk adım Lozan’la ya da soykırımla mı atılır?" değerlendirmesini yaptı.

 "Vatanı ortak kabul ediyorum, cumhuriyeti demokratik olarak görüyorum"

"Bu örgütün yapmaya çalıştığı Türk-Kürt kardeşliğinin temini değil" diyen Dervişoğlu, "Adam yazıhane değiştirdi. Türkiye’deki yazıhanesini önce Irak’a oradan da Suriye’nin kuzeyine taşıdı. Devletleşme süreci yaşıyorlar. ‘Adamların federasyon talebi yok’ diyorlar. O zaman sormak gerekir; 4’lü kanton hedefinizden vazgeçtiniz mi? Ortak vatan hangi amaca matuf bir biçimde ortaya atılıyor ya da demokratik cumhuriyetten bahsediyorlar? Zaten bütün bu işlemleri TBMM’de grubu olan bir parti ile yapmıyor musunuz? Burası demokratik bir cumhuriyet olmasa, tüm bunları söyleyenlerin TBMM’ye gelebilmeleri mümkün olamaz. Bu sorular güzelleştirilmiş kavramların arkasına saklandığı için birtakım kaygılara kapılıyorum. Ben vatanı ortak kabul ediyorum, cumhuriyeti demokratik olarak görüyorum" dedi.  

Bu sorunu Türkiye’nin ayağında bir pranga olarak gördüğünü ve çözülmesi gerektiğini dile getiren Dervişoğlu, yöntemi ise yanlış bulduğuna işaret etti.

"İktidar, kendisine yeni yol açacak bir siyasi stratejinin tarafı gibi davranıyor" 

Türkiye’nin, terör örgütünün her dalıyla silah bırakmasının yolunu kendisinin çizmesi gerektiğini vurgulayan Dervişoğlu, "Bunu yapabilecek iradesi varsa İmralı’daki cani başından medet ummasına… Bu iktidar 23 yıldır iş başında ve terörü neredeyse sıfır düzeyinde teslim adlı. Eğer böyle bir çözümden istifade edebileceğini görüyor ve biliyorsa o zaman ‘23 yıldır neredesiniz?’ diye sorgularım. 23 yıldır buna hiç bakmadı ve terörden beslenenlere müsaade etti, kendisi de terör örgütünün uzantısı siyasi partinin konumlandırılmasına bakarak, muhalefet üzerine baskı kurabilecek süreçleri tanzim etti, şimdi de ‘Kendisine yeni yol açacak bir siyasi stratejinin tarafı gibi davranıyor’ derim" ifadesini kullandı.

Bahçeli’nin sürece dair risk aldığının söylenmesi üzerine Dervişoğlu, "Asıl riski evlatlarını kaybedenler aldı. Asıl riski mezar taşlarına sarılan, babasını göremeyen yavrular, eşler, kardeşler aldı. Bu siyasi bir risk alma biçimi değildir. Risk almak istiyorsanız buyurun alın ama Türk milletini riske atamazsınız. ‘Siyaseten bu riski alıyorum ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve Türk milletinin geleceğini ateşe atıyorum. Türk milliyetçiliğini de temsil ediyorum ve Öcalan’ın da gönlünü hoş ediyorum’ hiç diyemezsiniz. Bu hakkı kimse kendisinde göremez” diye konuştu.

"Kötü emelleri gizliyor olabilirler endişesini dile getiriyorum" 

Terörsüz Türkiye’yi herkesin isteyeceğini vurgulayan Dervişoğlu, "Bir de bu millete ‘Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılmasını istiyor musunuz?’ diye sorun; hiç kimse istemez. ‘Türkiye’nin önümüzdeki yakın vade içerisinde kendisi için tehdit unsuru olabilecek birtakım örgütlerin, emperyalist güçler marifetiyle sınırlarımızda ordulaşmalarına rıza gösteriyor musunuz?’ diye sorun, yine herkes ‘hayır’ der. Şimdi milletin iyi niyetini bilip, o iyi niyet üzerinden kötü emelleri gizliyor olabilirler endişesini dile getirmektir benim ifade ettiğim. Karşımızda bir cani örgüt var ve emellerinden vazgeçmediği gibi Türkiye’yi uzun vadede daha büyük problemlerin girdabına sürükleyecek bir söylemi geliştiriyor. Örgütler bunu yapar, biz bunu neden kabul etmiyoruz? Türkiye’nin vatan bütünlüğüne, Türk milletinin milli birliğine kastetmiş bir örgütün, bu kabil stratejiler üretmesinden daha doğal ne olabilir? Biz örgüte neden masumiyet atfetmeye uğraşıyoruz?" ifadelerini kullandı.

"Benim kaygılarım kimde yok?" 

"Ateşkes dönemlerinde de örgütün güç devşirdiğini" söyleyen Dervişoğlu, şunları kaydetti:

"Eleştirilerimi belli bir seviyede tutarak konuşuyorum. Açık konuşayım, bu vasat siyaseten istifade edilebilecek bir vasattır. Ben kışkırtıcılık ve duygu sömürüsü yapmıyorum, kimseyi sokağa davet etmiyorum. Bir gerçeğin altını çiziyorum. Bu sürecin tamamen bilgimizin dışında tanzim edilip, gelin buna uyun diye yönlendirildiğini gözlemliyorum. Bu son derece yanlıştır. Onun için konuşan Türkiye diyorum. Benim söylediğim kaygılar kimde yok? STK’lar, üniversiteler konuşamıyor. Konuşan herkes itham altında bırakılıyor. Örgütle bağlantılı siyasi parti ile görüntü sergilemekten korkan siyasi partiler o gün de konuşamıyorlardı, bugün de konuşamıyorlar. Ama bugün örgüt savunuculuğu meşru bir hale geldi. Onun için ‘Terörsüz Türkiye’yi istiyorum ve bunu da vazgeçilmez görüyorum. Keşke tüm yurtta ve ilgi alanımıza giren coğrafyalarda terörsüz bir dünya inşa edilsin. Ama Türkiye’nin jeopolitiği üzerinden baktığımızda bu örgütlerin tarihsel süreçlerini değerlendirdiğimizde işin oya tahvil edilecek bir biçimde planlanmasını yerinde görmüyorum."

"Müdafaa-i hukuk kongrelerini toplayacağız" 

Bizi bilgilendirebilirler. Sayın Cumhurbaşkanı liderler zirvesi yapar, ziyaret eder. Hatta Dışişleri Bakanı, mevcut MİT Başkanı, İçişleri Bakanı... Mesela hukuki zeminden bahsediliyor, Adalet Bakanı. Hukuken ne aranıyor? Örgütün hedeflerini meşrulaştıracak hukuki düzenlemeler aranıyorsa ne anayasa değişikliği noktayı nazarından ne de TBMM’deki kanun değişikliği açısından buna izin vermemek için elimizden geleni yaparız. Bir beladan kurtulabilmek için o belanın müsebbibine yol haritası çizdiremezsiniz. Milletimizi aydınlatmak üzere müdafaa-i hukuk kongrelerini toplayacağımızı söylüyorum. Kuvayımilliye nasıl inşa edildiyse bunu bu millete çıkıp anlatacağız.” 

Yeni anayasa

Dervişoğlu, anayasa değişikliğine ilişkin, "Olumsuzlukları ortadan kaldıracak düzenlemeler varsa bunlara elbette karşı çıkılmaz ama tek adamlığa evrilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni tahkim etmesi muhtemel hiçbir değişiklikte rol oynamam" dedi.

Erken seçim tartışmalarına değinen Dervişoğlu, "Recep Tayyip Erdoğan 'seçim' diyorsa buyursun gelsin, biz hazırız. Muhalefetin erken seçim yapabilecek bir potansiyeli zaten yok. Muhalefet erken seçim talebini kamuoyunun gündemine taşıdığı ve siyaseti kişiselleştirdiği için Erdoğan’ın da iştahı biraz kabardı. O kabaran iştah hem Erdoğan’ın rakibi siyasi partilere hem de rakibi olması muhtemel olan şahsiyetlere yöneldi" değerlendirmesinde bulundu.

"İYİ Parti'nin sıçrama yapacağını düşünüyorum"

Kamuoyun araştırmalarına göre İYİ Parti'nin istikrarlı yükselişinden bahsedilebileceğini dile getiren Dervişoğlu, "Ama ben siyasi tarzım ve üslubum münasebetiyle vasattan yararlanmak ve olumsuzlukları stratejiye dönüştürmek niyetinde değilim. Öncelikle takdir edilmemiz lazım. Gerek duruşumuz gerek söylemimiz gerek uygulamalarımızla kamuoyunda takdir edildiğimizin emarelerini görüyorum. Bu takdir tercihe dönüştüğünde İYİ Parti'nin sıçrama yapacağı kanaatini taşıyorum. Samimiyetle yaklaşıyoruz ama ihanetleri de kaydettiğimi ifade edebilirim" dedi.

"Türkiye bunları hak etmiyor"

Dervişoğlu, Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılmasına ilişkin de şunları söyledi:

"Sayın Ekrem İmamoğlu CHP'nin Cumhurbaşkanı adayıdır. Onun tutuklandığı gün seçim yapıldı. O seçimin yapılacağı önceden biliniyordu. Oraya denk getirildi soruşturmanın başlatılması ve gözaltına alınması. Türk siyasetinde buna benzer süreçler ilk defa yaşanmıyor. İhtilal yönetimleri bile genel başkanları gözaltına aldıklarında, buna bir meşruiyet kazandırmak için gözaltına değil 'gözetim altına alınmıştır' demiştir. Tutuklama bir tedbirdir. O süreçlerden Sayın Erdoğan da içinden çıktığı siyasi kadrolar da geçmiştir. O dönemde tutuklama olmamıştır. Tutuklamanın cezaya dönüştürülmüş olması hali kabul edilebilir değildir. Tutuklama yapıldıktan sonraki süreçte ifade edilen şeyler var, delillerin yetersizliği. Sayın Bahçeli'nin de açıklamaları var. Eldeki delillerin sıhhatinden bahsedilmesinin mümkün olmadığına delalet ediyor, sonra yaşanan süreç. Hala delil aranıyor. Demek ki tutuklama esnasında yeterli delillere sahip değillerdi. Şimdi de toplanan delillerden emin olunmadığına dair açıklamalar var. Türkiye bunları hak etmiyor." ANKA



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

Minguzzi Davasında Vicdanları Yaralayan Karar!

Kadıköy’de bıçaklanarak öldürülen Mattia Ahmet Minguzzi davasında vicdanları yaralayan bir gelişme yaşandı. 15 yaşındaki Ahmet’i bıçaklayan B.B..’nin kullandığı bıçağın yasak niteliği taş...

MHP'li Feti Yıldız'dan HSK seçimi öncesi kritik açıklama

TBMM'de yapılacak HSK üyelik seçimi öncesinde bir açıklama yapan MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, masumluk karinesine dikkat çekerek ‘Delillerin vasıtasız olduğu, koruyucu adaleti...


'İbretiâlem için paylaşın' dedi... İmamoğlu'ndan '3. dalga operasyona' ilk tepki! Tek tek sıraladı: O dizelerle seslendi

Tutuklu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, sabaha karşı başlatılan İBB'ye yönelik 3. dalga operasyona tepki gösterdi. İktidarın bugüne kadarki tüm suçlamalarını tek tek sıralayan İmamoğlu, "Bu m...

İBB’ye 3. dalga operasyon: Siyasilerden peş peşe tepki!

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik soruşturma kapsamında başlatılan 3. dalga operasyonda, 22 kişi hakkında gözaltı kararı verilmesinin ardından siyasilerden peş peşe tepkiler...


Devlet Bahçeli bu hafta da Meclis'te konuşmayacak

Son olarak 28 Ocak 2025'teki TBMM MHP Grup Toplantısında konuşan MHP lideri Devlet Bahçeli bugün de grup toplantısı düzenlemeyecek. TBMM Genel kurulu, gündemindeki konuları görüşmek üzere...

Termometreler 30 dereceyi zorlayacak

20 Mayıs 2025 tarihli hava durumu raporuna göre, sıcaklıklar ülke genelinde yükseliyor. Meteoroloji, yerel sağanak ve fırtına uyarısı yaparken; İstanbul, İzmir ve Ankara’da yaz sıcaklıkla...


Diyarbakır'da Dev Uyuşturucu Operasyonu

Diyarbakır’da 174 ton esrar üretilebilecek 7,5 milyon kök kenevir ve skunk ele geçirildi. Operasyonlara 2.200'den fazla güvenlik personeli, JİHA ve helikopterler katıldı. 8 kişi gözaltına...

İBB'ye 3. Dalga Operasyonu: Çok Sayıda Gözaltı Kararı

İBB'ye ve görevinden uzaklaştırılan tutuklu başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik yürütülen mali suçlar soruşturması kapsamında, aralarında İBB'nin Basın, Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başk...


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Konseri iptal edilmiş, Cumhurbaşkanı'na seslenmişti...

Maslak'taki konseri yükselen protestolar sebebiyle iptal olan İsrail asıllı Türk şarkıcı Linet, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenmiş ve yardım istemişti. Linet'ten yeni bir açıklama geldi. L...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Domatesteki bu çizgiler içinin pestisitlerle dolu olduğunu gösteriyor!

Son yıllarda, gıda güvenliği konusunda artan endişeler, özellikle meyve ve sebzelerdeki kimyasal kalıntıların izlenmesiyle ilgili daha fazla dikkat çekmeye başladı. Domatesler de bu konuda önemli bir yer tutuyor. Yapılan araştırmalar, domatesin iç kısmında görülen belirli çizgilerin, pestisit kalıntılarının varlığını işaret ettiğini ortaya koyuyor.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR