Yukarı
426107

Kırmızı besinlerdeki gizli güç

07 Mayıs 2025 08:12

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Fatih Mehmet Uçar kırmızı renkli sebze-meyvelerde bulunan ve güçlü bir antioksidan olan likopenin özellikle kanser ve kalp hastalıklarına karşı koruyucu etkisiyle öne çıktığını belirtti.

Likopen, sebze ve meyvelerde bulunan ve onlara kırmızı rengi veren, karoten familyasına ait doğal bir pigmenttir. Vücudun serbest radikallerle savaşmasına yardım eden bu güçlü antioksidanın vücutta üretilemediği için besinlerle alınması gerektiğini belirten Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Fatih Mehmet Uçar, en zengin likopen kaynaklarını, bunları doğru tüketme yollarını ve faydalarını şöyle sıraladı:

Prof. Dr. Fatih Mehmet Uçar

İŞTE DOĞAL KAYNAKLARI

Likopen, özellikle kırmızı renkli besinlerde bol miktarda bulunan bir antioksidandır. En zengin kaynağı, domatestir.

Karpuz da likopen açısından zengindir. Kuşburnu, hurma, kırmızı soğan ve kırmızı biber de likopen içeren sebze- meyveler arasındadır.

Ayrıca kırmızı olmayan kuşkonmaz, Trabzon hurması ve kayısıda da likopen bulunur. Bu besinleri düzenli tüketmek, vücudun ihtiyacı olan likopeni almasına yardımcı olur.

Genellikle sebzeleri pişirdiğimizde içerdikleri antioksidanların azaldığını düşünürüz. Ancak, domates söz konusu olduğunda durum tam tersidir.

DOMATES NASIL TÜKETİLMELİ?

Domates pişirildiğinde içerisindeki likopen miktarı artar ve daha güçlü bir antioksidan haline gelir. Bu nedenle pişirilerek tüketilen domatesten vücut çok daha fazla likopen alır. Ayrıca, güneşte kurutulmuş domates, domates salçası ve domates suyu gibi domates ürünleri de likopen açısından oldukça zengindir.

Likopenin yağ ile birlikte tüketilmesi de emilimini önemli ölçüde artırır. Bu nedenle, likopen içeren besinleri zeytinyağı gibi sağlıklı yağlarla birlikte tüketmek gerekir.

HANGİ HASTALIKLARDAN KORUR?

İşte likopenin savaştığı ve olumlu etkiler sağladığı sağlık sorunları:

KANSER: Likopen, serbest radikallerin hücrelere zarar vermesini engelleyerek hücrelerimizi korur. Bu da likopenin, özellikle kanserle mücadelede önemli bir madde olmasını sağlar. Çünkü serbest radikaller, hücreleri bozarak kanser oluşumuna zemin hazırlar.

Likopen gibi antioksidanlar ise bu süreci yavaşlatır veya durdurur. Vücudumuzdaki tüm hücreler bu korumadan fayda görür. Likopenin özellikle prostat ve meme kanserlerine karşı koruyucu etkisi araştırmalarla tespit edilmiştir.

CİLT: Likopen, sadece iç organlarımızı değil, cildimizi de koruyan güçlü bir antioksidandır. Yağlı cilt dokusunda birikebilen güçlü bir antioksidandır.

Bu güçlü antioksidanın cilt dokusundaki yoğunluğu arttıkça güneş ışınlarının oluşturabileceği hasarlar ve cilt yaşlanması da azalmaktadır. Bazı çalışmalarda, likopenin güneş kremi kullanılmasa bile cildi güneşin zararlı etkilerinden kısmen koruyabileceği ifade edilmektedir.

İLTİHAPLANMA: Likopen, iltihap önleyici özelliklere sahip bir maddedir. Bu özelliği sayesinde, vücutta iltihaba bağlı gelişen ağrıları hafifletmeye yardımcı olabilir. Özellikle kronik hastalıklarda görülen düşük seviyeli iltihaplanmanın azaltılmasında destekleyici bir rolü olduğu düşünülmektedir.  Ancak likopen doğrudan bir ağrı kesici değildir; etkileri daha çok uzun vadede genel sağlığın desteklenmesiyle ortaya çıkar.

KEMİK: Likopen, kemik sağlığını da destekler ve güçlendirir. Kalsiyum ve D vitamini ile oluşan kemik güçlenmesini daha da artırıp, osteoporoz (kemik erimesi) riskini azaltabilir. 

GÖZ: Likopen, katarakt oluşumu önleyebilir. Yaşlılarda görülen makula dejenerasyonu (sarı nokta hastalığı) riskini de azaltabilen özellikler barındırır.

TAKVİYE UYARISI

Likopen takviyesi almak genellikle gerekli değildir, çünkü bu maddeyi besinlerle yeterince almak mümkündür. Günlük ortalama 10 mg likopen alımı, sağlık açısından yeterli kabul edilmektedir. Örneğin, bir dilim karpuz bile bu ihtiyacı karşılamaya yardımcı olabilir.

Ancak bazı durumlarda, özellikle kanser tedavisi gören veya prostat kanseri riski taşıyan hastalar gibi özel gruplarda, kalp damar hastalarında likopen alımının artırılması faydalı olabilir.

Bu durumda takviyelerin doktor tavsiyesi ile alınmasına özen gösterilmelidir. Çünkü aşırı likopen alımı tansiyon düşüklüğüne sebep olabilir, mide ülserlerini artırabilir ve bazı ilaçlarla etkileşimde bulunabilir. Kanser tedavisi görenler ve hormon tedavisi alanlar, takviye alırken özellikle dikkatli olmalıdır.

Sözcü



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

Cilt ve eklemlerin ‘yaşlanma hızı’ nasıl frenlenir?

Cildin yanı sıra göz sıvısı, kas ve eklemlerin doğal yapısında bulunan hyalüronik asit ‘yaşlanma karşıtı’ bileşik olarak biliniyor. Ancak ileri yaşlarda vücutta azalıyor ve bazı gıdalarla...

Mide şikayetlerinizin nedeni ‘mikrop’ olabilir

Mide mikrobu, helikobakter pilori bakterisinin mideye yerleşmesi ve burada çoğalmasıyla ortaya çıkar. Midede ekşime, yanma, gaz ve şişkinlik, bulantı ve ağrı gibi şikayetlerin en önemli n...


Hafıza kaslarımız neden zayıflıyor!

Eskiden pek çok şeyi ezbere bilirdik. Bugün bu neredeyse mümkün değil. Çünkü beynimiz bu görevi artık cihazlara devretmiş durumda… Hafıza da aynı kaslarımız gibidir; çalıştırmazsanız köre...

Solunum yolu enfeksiyonları arttı

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı'nda görevli Prof. Dr. Alper Şener, sıcaklıkların düşmeye başladığını bu nedenle...


Farkında olmadan ‘aşırı tuz’ tüketiyor olabilirsiniz

Uzmanlar günde en fazla 5 gram yani bir çay kaşığı tuz önerirken, Türkiye’de bu ölçü 15-18 gramı buluyor. Fazla tuz ise vücuda genellikle hazır gıdalarla yükleniyor.

Kadın kalbi alarm veriyor!

Ülkemizde, son 5 yıldır hayatını kaybeden her üç kişiden birinin ölüm sebebi kalp ve damar hastalıkları… Erkeklerde zaman zaman kanser ölümleri öne geçse de kadınlarda kalp ve damar hasta...


Geçmek bilmeyen hastalık grip mi, Covid mi?

Son zamanlarda yüksek ateş, boğaz, yaygın kas ve eklem ağrıları gibi şikayetler yaşayanların sayısı artıyor. Dolayısıyla tedbiri elden bırakmamak gerekiyor. Son zamanlarda ağır grip benze...

Beyni genç tutmanın en etkili yolu...

Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalara göre, uyku yalnızca dinlenme değil, beynin sağlıklı kalması için en kritik bakım sürecidir. Yetişkinlerin günde en az 7-8, çocukların ise 9-10 ...


'Mevsim geçişi' hastalıklarına dikkat!

Mevsim geçişlerinde özellikle viral solunum yolu enfeksiyonlarının arttığını belirten İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Betül Kaya, “Grip, soğuk algınlığı, RSV, koronavirüs gibi virüsler bu döne...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

İrem Helvacıoğlu anne oldu

Geçen yıl işletmeci Ural Kaspar ile dünyaevine giren oyuncu İrem Helvacıoğlu anne oldu. 'Güneşin Kızları', 'Seni Çok Bekledim', 'Sen Anlat Karadeniz' ve 'Karadut' gibi yapımlarda yer alan...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Cilt ve eklemlerin ‘yaşlanma hızı’ nasıl frenlenir?

Cildin yanı sıra göz sıvısı, kas ve eklemlerin doğal yapısında bulunan hyalüronik asit ‘yaşlanma karşıtı’ bileşik olarak biliniyor. Ancak ileri yaşlarda vücutta azalıyor ve bazı gıdalarla desteklenebiliyor. Hyalüronik asit, son yıllarda çok popüler olan bir molekül. Çünkü kozmetikte öne çıkıyor.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR