"Sizin Milli Eğitim Bakanı olmanız bu ülke için utanç verici"

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bugünkü konuşmasında kullandığı, "Kimin sürece alakasız gündemlerle süreci zehirleme gayretinde olduğu milletimiz tarafından not ediliyor. Süreci kundaklama çabalarına rağmen başardık" ifadelerine tepki gösterdi. Emir, "Sayın Cumhurbaşkanı karnından konuşmaktan vazgeçmelidir. Açıkça konuşmalıdır. Kimleri hedef aldığını ne söylemek istediğini açıkça söyleme zamanı gelmiştir" dedi.

Emir, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Emir konuşmasına, Malazgirt Zaferi'nin 954. ve Büyük Taarruz'un 103. yılını kutlayarak başladı. Emir, "Onların verdiği mücadele sadece Anadolu'yu düşman işgalinden kurtarmamış, Türkiye Cumhuriyeti'ne giden yolu açmamış, aynı zamanda mazlum milletlere de bir umut olmuştur. Emperyalistlere karşı mücadele vermiş ve verecek olan tüm milletler Anadolu'daki bu destansı şahlanışa bakarak ayaklanmışlardır. Bu topraklarda bağımsızlık ve demokrasi birbirinden ayrılamayacak ve iç içe geçmiş iki kavramdır. Dolayısıyla 103 yıl önce bağımsızlığını elde etmek üzere savaşan milletimiz bugün de aynı kararlılıkla demokrasi mücadelesi vermeye devam edecektir" ifadelerini kullandı. 

"Cumhurbaşkanı'nın gizli bir gündemi varsa artık daha fazla suskun kalamaz"

Murat Emir, açıklamasında şunları söyledi:

"Sayın Erdoğan Malazgirt'ten yaptığı açıklamasında son derece karmaşık sözler söyledi. Sayın Cumhurbaşkanı karnından konuşmaktan vazgeçmelidir. Açıkça konuşmalıdır. Kimleri hedef aldığını, ne söylemek istediğini açıkça söyleme zamanı gelmiştir. Kendisi birilerinin alakasız gündemlerle süreci zehirlemeye çalıştığını söylemektedir. Oysa bu komisyon açıkça kurulmuş ve toplanmıştır. Gündeminin ne olacağını açıkça yazmıştır. Öyleyse 'alakasız gündemler' kimin gündemidir? Biz 'Demokrasi, adalet, hukuk devleti' diyoruz. 'Bunlar olmadan toplumsal barış kurulamaz' diyoruz. Bunlardan rahatsızsa açıkça söylesin ama başkalarıyla gizli gündemleri varsa onu da artık bu milletin bilme zamanı gelmiştir. Cumhurbaşkanı'nın gizli bir gündemi varsa artık daha fazla suskun kalamaz, daha fazla karnından konuşamaz. 

'Halkın kaynaklarını sömürenler ve belediyeleri aile çiftliğine çevirenler için deniz bitti' diyor. Doğru söylüyor. 2019'da İBB'yi Ekrem İmamoğlu teslim aldığında TÜGVA'ya 74 milyon lira, TÜRGEV'e 51 milyon lira verdiğinizi tespit ettik. İBB'nin, halkın parasını çocuklarının, yandaşlarının vakıflarına peşkeş çeken sensin. İBB'yi aile şirketine çeviren sensin. Senin için deniz bitti işte, bu yüzden bu kumpas davalarını organize ediyorsun. Çok iyi biliyorsun ki Ekrem İmamoğlu seni bir kez daha yenecek ve senin için deniz tamamen kuruyacak. Daha siz Ankara, İstanbul Belediye Başkanlarınıza salya sümük gözyaşları dökerken niye görevden aldığınızın dahi hesabını vermediniz."

Emir, "Mehmet Murat Çalık hasta, iki kez kanser geçirmiş, 21 kilo kaybetmiş. Tutuklu olması için hiçbir sebep yok, hükümlü değil. Tutuksuz yargılanması gerekirken ısrarla tutuklu yargılanıyor ve Anayasa Mahkemesine başvuruyor. Bilinsin ki bu hukuksuzluklar eninde sonunda dönecek ama bunu yapanlar tarihe kapkara bir leke olarak geçecekler" dedi.

"Savunmayı çökerterek bu işin içerisinden çıkmaya çalışıyorlar"

Murat Emir, Ekrem İmamoğlu'nun avukatı Nusret Yılmaz'ın gözaltına alınmasına ilişkin ise şunları söyledi:

"Kumpas davalarında hergün yepyeni hukuksuzluklarla karşı karşıyayız. Özellikle avukatlar üzerinde çok büyük bir baskı var. Çünkü iddianame hazırlanamıyor, atılı suçların altı doldurulamıyor, somut delil yok. Avukat görünümlü kişiler gidiyorlar sanıklara cezaevinde 'Şunu söyle, şunu itiraf et, 2 milyon doları da ver biz seni kurtaracağız' diyorlar. Tek suçu İmamoğlu'nun avukatı olmak olan Mehmet Pehlivan ise tutuklu. İddianamenin içine delil bulamayınca savunmayı çökerterek bu işin içerisinden çıkmaya çalışıyorlar. İmamoğlu'nun avukatı Nusret Yılmaz gözaltına alındı. Oysa tek suçu avukatlık yapmak. Murat Çalık'ın adeta ölüme sürüklendiği davanın avukatı Nusret Yılmaz. Beylükdüzü davasında beş duruşmadır savcının mütalaası bekleniyor. Çünkü verdiği anda karar oluşturulacak ve beraat kararı çıkacak. Burada bir suç olmadığını gayet iyi biliyorlar. Bu, adil yargılamaya karşı yapılan ağır bir darbedir."

"İnsanlar size güvenmiyor, büyük bir devlet krizi yaşanıyor"

Emir, üniversite sınavı yerleştirme sonuçlarının dün açıklandığını anımsatarak, şunları söyledi:

"1,4 milyon gencimiz sınava girdi, 785 bini bir yere yerleştirildi, 627 bini yerleştirilemedi. Neredeyse her iki gencimizden birisi üniversite sınavına girdi ama bir okula yerleştirilemedi. Bugün onlar için kapkara bir gün. Onları düşünen, iş verecek, sosyal hayata sokacak kaynakları verecek hiçkimse yok. Gençliğimizin umutları açısından son derece üzüntü verici bir durum. Kazananlar ise nasıl okuyacaklar, nasıl otobüs parası bulacaklar, nasıl barınacaklar, kitap parasını nasıl bulacaklar onu düşünmeye başladılar. Kamu üniversitelerinin yüzde 99'u dolmuş. Geçen yıllarda özel üniversiteler yüzde 90'a yakın dolarken bu sefer yüzde 74 dolmuş. Çünkü vatandaş artık özel üniversitenin parasını ödeyemiyor. Kamu üniversitelerine giden öğrenciler de kontenjan şokuyla karşılaştılar. Daha iyi yerleri beklerken giremedi öğrenciler. Gençliğimizin umudu, alın teri çalınıyor. Gençler bu sınavda da bir hile yapıldı mı diye kaygılı. Çünkü bekledikleri yerlere giremiyorlar. İnsanlar size güvenmiyor büyük bir devlet krizi yaşanıyor. Memurlara zam pazarlığı yapılıyor. Yüzde 11 öneriyorlar. 50 bin lira alan bir memur ortalama 55 bin lira maaş alacak. 55 bin lira maaş bir çocuğumuzun anaokulu parası değil. Bu koşullarda gençlerimizi, çocuklarımızı olması gereken eğitime kavuşturmak mümkün mü?"

"Sizin Milli Eğitim Bakanı olmanız bu ülke için utanç verici"

Emir, "Beyoğlu Belediye Başkanımız İnan Güney yine bir iftiracının iftiraları üzerinden bir kumpas ile tutuklandı ve Beyoğlu'nu almaya çalıştılar alamadılar. İnan Güney geldiğinde AKP'nin yaptığı bütün usulsüzlükleri ve Beyoğlu Belediyesinin peşkeş çekilen kaynaklarını tek tek dosyasına koydu. Beklenen oldu, savcılar gelip dosyaya el koydular. Şu anda AKP'li belediye döneminde yapılan bütün usulsüzlükler belgeli bir şekilde savcılıkta. Savcılara şu görev düşüyor; o dosya artık suç duyurusu niteliğindedir onu okuyan savcı harekete geçmek zorundadır" ifadelerine yer verdi. 

Çankaya'da bir ortaokulun "kız ortaokulu" olarak seçilmesine tepki gösteren Emir, "Bizim Milli Eğitim temel kanunumuzun 15. maddesi son derece açık; karma eğitim esastır ancak mecburiyetler varsa nadiren yapılabilir. Çankaya'da, Ankara'nın orta yerinde 10 yaşındaki erkek ve kız çocuklarını ayırmak için hangi mecburiyet vardı? Siz Milli Eğitim'i tarikatlara, cemaatlere peşkeş çekmekle yetinmediniz onların kafasını Milli Eğitim'in içine soktunuz. Ama bilin ki Mustafa Kemal'in kurduğu bu laik cumhuriyette sizin karma eğitimi yok etmenize izin vermeyeceğiz. Sizin Milli Eğitim Bakanı olmanız bu ülke için utanç vericidir" diye konuştu. 

"Meclis en yakın zamanda Gazze gündemi ile toplanmalıdır"

Emir, gazetecilerin, "Gazze ile ilgili Meclisin olağanüstü toplantısı için başvuruda bulundunuz mu?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Bu konuda bütün siyasi partilerle temasımız oldu ve özellikle Cumhur İttifakı dışındaki neredeyse bütün partilerin böyle bir genel görüşme yapılmasına olumlu baktığını ve katkı vereceklerini öğrendik. Bizim başvuru dilekçemiz hazır ve bu başvuru dilekçesini hep birlikte vermeyi de önemsiyoruz. Filistin, Gazze, kıtlık noktasına gelmiş bu soykırımın konuşulması gereken yer bu yüce çatıdır. Meclis Başkanımızla da bir temasımız oldu. Kendisi değerlendireceğini söyledi. Sayın Devlet Bahçeli'nin niye peşinen kapıyı kapatmasını da anlamlandırmış değilim. Bu mesajı tüm dünyaya vermek zorundayız. En doğru zamanda ama ivedilikle Meclis toplanmalıdır."

Emir, "Mehmet Şimşek’in emeklilerle ilgili açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine ise şunları kaydetti:

"Mehmet Şimşek kafasını kuma sokmuş, kulaklarını tıkamış bir kişi. 21 bin lira olan asgari ücret açlık sınırının altında. 16 bin liralık emekli maaşı açlık sınırının neredeyse yarısı civarında ve 12 milyon emeklimizin neredeyse 5'te biri tekrar çalışmak zorunda. Genç işsizliğimiz yüzde 33'leri bulmuş durumda. Bütün uyguladıkları ekonomik programın ağırlığını geniş halk yığınlarına yüklüyorlar. Kendisine 'Enflasyon oranında zam yapacak mısınız?' diye soruyoruz. '23 yıllık iktidarımız boyunca yüzde 621, yani enflasyonun üstünde zam yaptık' diyor. Yani hem bizim sorumuza cevap vermiyor hem de aslında alay ediyor. Biz görevimiz gereği bunu soruyoruz. Bizimle alay eder gibi daha önceki zamları söylüyor."  ANKA