Yukarı
431745

Deniz Doğruyol’un ‘Bir Kere Oldum, Bin Kere Doğdum’ sergisi, Ataköy Baruthane’de

21 Ağustos 2025 08:46

Ataköy Baruthanesi’nde açılan “Bir Kere Oldum, Bin Kere Doğdum” sergisi, Deniz Doğruyol’un kâğıt hamuru heykelleriyle kayıp, dönüşüm ve yeniden doğuş temalarını keşfe davet ediyor. Ziyaretçiler, dilek ağacı ve ritmik kalp atışları eşliğinde hem kişisel hem kolektif bir sorgulama alanı deneyimliyor.

İstanbul’un simge yapılarından birisi olan, Ataköy Baruthanesi, 7 Ağustos’ta ziyarete açılan bir sergiye ev sahipliği yapıyor: “Bir Kere Oldum, Bin Kere Doğdum”.

Image

Küratörlüğünü Ceylân Önalp’in üstlendiği sergi, sanatçı Deniz Doğruyol’un kâğıt hamuru (papier-mâché) tekniğiyle ürettiği heykellerden oluşuyor. Sergi, 25 Ocak’a kadar ziyaret edilebilecek.

SORGULAMA ALANI

Sergi, iki kata yayılıyor. Ama ziyaretçilerin en çok zaman geçirdiği alan, plastik sanatların edebiyatla bir araya geldiği, mitolojik unsurların esintilerinin hissedildiği, ayrıntıların derinliğinde kaybolunan, yekpâre bir çalışmanın olduğu ilk kat. Doğruyol’un, Ataköy Baruthanesi’nin taş duvarları arasına yerleştirdiği figürler; kayıp, dönüşüm ve yeniden doğuş temalarıyla kişisel bir sorgulama alanı yaratıyor.

Kendinizi unuttuğunuz yerde kendinize sarıldınız mı? Doğruyol, başlangıçta size bu soruyu sorduruyor. Ve peşini bırakmıyor: Umudunuzu ve niyetinize sımsıkı sarılıp sarılmadığınızı düşünmeniz için size alan tanıyor.

MUM, DİLEK AĞACI, KÂĞIT TUZLUK

Sergi ziyaretiniz boyunca, size ritmik bir ses eşlik ediyor: Anne karnındaki bir bebeğin kalp atışları... Bu ses, Doğruyol’un “kayıp, dönüşüm ve yeniden doğuş” temalarını izleyiciye aktarmak için önemli bir rol üstleniyor. Çünkü her kalp atışı; geçmişten kalan ama artık işe yaramadığı düşünülen eşyalarla sanatçının ellerinde yeni bir forma, yeni bir bedene dönüşen bozulmuş objeler, kırık parçalarla bütünleşiyor. Sergi sizi aynı zamanda hem çocukluğunuza hem de şamanik bir ritüelin tam ortasına götürüyor. Çocukken hepimizin elinde yer eden “kâğıt tuzluk” ve bir dilek ağacı, ilk katın tam ortasında sizleri bekliyor. Burada ister kâğıttan tuzluktan size çıkan sözcüğü, isterseniz dileğinizi bir kâğıda yazıp dilek ağacına asabiliyorsunuz. Ve serginin sonunda, dilek mumları sizi karşılıyor.

Alt katta ise oldukça sade, ancak derinlikli bir yerleştirme bulunuyor. Dilek ağacının köklerinden doğan bir ışık huzmesi, size masmavi bir okyanusu hissettiren büyüklü küçüklü gemilerin sonsuz yolculuğuna davet ediyor.

Sergi, baskılandığımız ve sindirildiğimiz son dönemlerde ihtiyacımız olan umudu bize aşılama yoluna girişiyor. Tüm karanlıkların biteceğini, ışığın yeniden yükseleceğini ve küllerimizden yeniden doğacağımız bir umudu...

Image

YAŞAMANIN YANKISI

Küratör Ceylân Önalp, Deniz Doğruyol’un işleriyle kurduğu bu içsel evreni, Carl Jung’un arketip kuramıyla da bağ kurarak ilerlediğini belirtiyor. “Sergi, bireysel olanla kolektif olanın kesiştiği bir eşikte duruyor. Her figür, bilinçdışının içinden gelen bir gölge, bir çocukluk yankısı ya da bastırılmış bir hafıza gibi” diyor. Önalp şöyle devam ediyor: “Jung’un ‘gölge’ dediği alan, bastırdığımız ya da görmezden geldiğimiz parçamız. Ama aynı zamanda yaratımın ve dönüşümün de kaynağı. Doğruyol’un işleri, izleyiciyi bu gölgeyle karşılaşmaya davet ediyor; yargılamadan, acele etmeden, korkutmadan. Çünkü ancak gölgemizi kabul ettiğimizde, kendimizi bütün hâliyle görebiliriz.”

Sergideki ışık oyunları da anlatılmak istenenin bir parçası. Heykellerden yansıyan gölgeler, her bir eserde izleyicinin iç dünyasında birer pencere açma görevi üstleniyor, yüzleşmeye itiyor. Önalp bu durumu şöyle anlatıyor: “Gölgeyle yüzleşmek kolay değildir çünkü gölge, aynı zamanda cesaret, içsel güç ve yaratıcı potansiyel barındırır. Dolayısıyla bu sergi, yalnızca sanatçının iç dünyasını görünür kılmıyor, aynı zamanda ziyaretçiyi kendi iç sesine kulak vermeye çağırıyor. Bu yüzden sergide klasik anlamda eser künyeleri yerine, sanatçının el yazısıyla duvarlara yazılmış kısa cümleler ve kelimeler yer alıyor. Bu cümleler bir tür kişisel mantra gibi davranıyor; açıklama yapmıyorlar, yol gösterici de değiller. Ama bazen tam da ihtiyaç duyduğumuz yerde bir yankı yaratıyorlar.

cumhuriyet



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

Türk Kültürünün zenginliği sahnede: Anadolu Rüyası

Türkiye’nin kadim topraklarında yeşeren renkler, ezgiler ve ritimler… Yüzyıllardır halkın gönlünde yaşayan bu kültürel miras, Anadolu Rüyası Dans Topluluğu’nun sahnelerinde yeniden hayat ...

Harry Potter Dizisinden Merakla Beklenen İlk Görüntü!

HBO’nun 2027’de yayınlanacak Harry Potter dizisinden Weasley ailesinin çocukları için ilk görüntüler geldi! Fred, George, Percy ve Ginny Weasley’i canlandıracak genç oyuncular tanıtıldı. ...


Beçin Kalesi'nde 3 bin yıllık kremasyon mezarlar bulundu

Muğla'nın Milas ilçesindeki Beçin Kalesi'nde yürütülen kazılarda yaklaşık 3 bin yıl öncesine ait 12 seramik kremasyon mezar ortaya çıkarıldı. Seramik mezarların Arkaik döneme ait olabilec...

Yıllar sonra Hakkari kültür sanatla buluşuyor

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın, Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdürlüğü koordinasyonunda bu yıl beş farklı şehirde hayata geçireceği “Bir Anadolu Şenliği” serüveni, 22 Ağust...


70. Eurovision Şarkı Yarışması bu yıl Viyana'da!

Avrupa Yayın Birliğinden (EBU) yapılan yazılı açıklamaya göre, Mayıs 2026'da düzenlenecek 70. Eurovision Şarkı Yarışması'na ev sahipliği yapmak üzere Viyana seçildi. Yarışmanın yarı final...

Romalılar kıl payı tarihi değiştirecek hazineyi kaçırmış

Almanya’nın Bad Ems bölgesinde yapılan kazılar, Roma İmparatorluğu’nun binlerce yıl önce kıl payı kaçırdığı büyük bir gümüş kaynağını gün yüzüne çıkardı. Romalı tarihçi Tacitus’un MS 1. y...


Antalya Müzesi direnişi kitaplaştı: Tarih affetmez!

Akademisyenler, sivil toplum kuruluşları ve yurttaşlardan oluşan Müze Çalışma Grubu, Antalya Arkeoloji Müzesi’nin yıkım kararına karşı yürüttükleri 33 günlük direnişi 338 sayfalık e-kitap...

Kazıdan çıktı: iki bin yıllık kalem ve küvet

Konya'daki Türkmen Karahöyük'teki kazıda oyuncaklar, mühürler, zar, kalem ve banyo küveti gibi çok sayıda tarihi kalıntı keşfedildi. Konya Çumra'daki  Türkmen Karahöyük'te sürdürülen kazı...


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Oyuncu Ufuk Bayraktar'dan ilk açıklama!

Oyuncu Ufuk Bayraktar, Beyoğlu ilçesindeki bir mekandan haraç istediği iddiasıyla gözaltına alındı. Bayraktar daha sonra tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. Oyuncu, hakkında adli k...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Hormon bozuklukları: Testosteron ve tiroit gerçeği

Kilo verememe, halsizlik, depresif his… Bazen suçlu beslenme veya stres değil; sessizce düşen hormon seviyeleridir. Erkeklerde testosteron eksikliği, kadınlarda tiroit bozukluğu çok sık görülüyor. Ancak yanlış test ve gereksiz tedavi, sorunu çözmek yerine büyütebilir.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR