
Bakırhan 'Biz Ne İstiyoruz' Dedi, Tek Tek Sıraladı
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan partisinin grup toplantısında konuştu. Konuşma öncesi MHP lideri Bahçeli'yle yapılan görüşmeye ilişkin, "İstişarelerimiz bundan sonra da devam edecek" diyen Bakırhan, "Bu ülkenin başkenti, dili ve bayrağıyla hiçbir zaman sorunumuz olmadı ve tartışma konumuz değil. Sesini duyuyorum o endişeleri olanların; 'Bunlar değilse siz ne istiyorsunuz?' diye soruyorlar. Derdimiz Türkiye'nin değerleriyle değil, rejimin demokratik olmayan karakteriyledir." dedi.
MHP lideri Bahçeli ile yapılan görüşmeye ilişkin değerlendirmelerle söze başlayan Bakırhan, "Önemli bir görüşme geçti. İstişarelerimize bundan sonra da devam edeceğiz." dedi.
Bakırhan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Bizim rotamızı Türkiye halkları belirlesin. Demokratik bir cumhuriyet rotamız olsun. Bu topraklarda Türk var, Kürt var, Alevi var Sünni var. Bu toprakların bütün renklerine uygun bir yaklaşım içinde olabilirsek emin olun rotası en doğru yere sürüklenen bir yerde olabiliriz. Hepimiz bu ülkenin yurttaşlarıyız.
'HERKES DAHA CESUR OLMALI'
Demokratik bir Türkiye geçmişte bir hayaldi ama artık hayal değil. Tarihi bir dönemde olduğumuzu söyledik. Bu dönemde güven inşa etmek bu sürecin can damarıdır. Bu güveni tesis etmek için hepimize görev ve sorumluluklar düşüyor. En başta da AK Parti'ye, iktidar ve ortağına düşüyor. Yine bütün siyasi partilere düşüyor. Özellikle bu süreçte güveni tesis etmek, toplumu bu konuda ikna etmek bir pratik içinde olmamız gerekiyor. Bu konuda başta AK Parti olmak üzere deneyimli olan, geçmişte bu süreçlerde yer almış insanların da artık bu süreçte söz kurması gerekiyor, öne çıkması gerekiyor. Bu sürecin toplumsallaşması için, onların da sürece katkı sunacağı bir pratik içinde olması gerekiyor. Sadece DEM Parti değil herkes daha cesur olmalı.
Bu süreç sadece DEM Parti’nin omuzlarında taşınacak bir süreç değildir. Herkesin daha cesur olması, daha görünür bir biçimde inisiyatif alması gerekiyor. Eğer bugün konuşmayacaksak, ne zaman konuşacağız? Biz sahadayız. Gece gündüz demeden çalışıyoruz. Toplumsal rızayı büyütmek için emek veriyor, her platformda bu kutsal davayı anlatıyoruz.
Aynı şekilde MHP’nin de kendi teşkilatına ve tabanına süreci anlatmak için çaba gösterdiğini görüyoruz. Muhalefet partileri içinde de kıymetli çabalar mevcut. Ancak gittiğimiz her yerde halk bize çok net bir soru yöneltiyor: “Aylardır süreç başladı, peki iktidar neden bu kadar çekingen? Neden sahada yok? Seçim zamanı gelip oy isteyenler, şimdi neden Siirt’in Şirvan’ına, Kars’ın Digor’una uğramıyor? Barış için toplumsal rızayı büyütmek onların da görevi değil mi?” Biz de bu soruları soruyoruz.
Buradan iktidara bir kez daha sesleniyoruz: Toplumsal rızayı büyütmek sadece bizim işimiz mi? Bizim düşüncemiz nettir: AKP de daha fazla sorumluluk alabilir, cesaretle konuşabilir. Çözüm dilini daha çok kullanarak bu sürece katkı sunabilir.
'GÜVEN VERİCİ ADIMLAR ATILMALI'
Güven sadece sözle mi olur, sadece sözle olmaz. Güven verici adımların da atılması gerekiyor. Bugün bir yandan barışı konuşuyoruz. Bir yandan büyük bir acı yaşıyoruz. Hasta mahpuslar konusu acı bir gerçek. 415 günde bin 26 hasta tutsak yaşamını yitirmiş. Tedavi edilse belki bugün yaşayacaklardı. Onları bekleyen ailelerinin yanında olacaklardı. Her gün neredeyse iki cenaze çıkıyor.
HASTA TUTUKLULAR ÇAĞRISI
Yıllardır keyfi nedenlerle cezaevinde kalan binlerce insan adaletin aşınmasına neden oluyor. Bu sürecin odağında olan adalet duygusunu zedeleyen infaz kanunu yeniden düzenlenmeli, cezaevleri boşalmalıdır. Cezaevinde bulunan tutsakların aileleri çifte bayram yapmalıdır diyoruz.
Kayyum uygulaması demokrasiye aykırıdır. Barışın konuşulduğu süreçte artık bu kayyum belasından Türkiye kurtulmalıdır. Eskinin diliyle yeni bir dil kurulamaz. Eskinin diliyle yeni bir demokratik zemini oluşturamayız. Medyanın dili acilen değişmelidir. Halen sürece uygun olmayan zehirli bir dil kullanılıyor. Bilen bilmeyen herkes konuşuyor, yorum yapıyor. Aynı insanlar futbolu da yorumluyor, psikoloji de yorumluyor, iklim değişikliğini de anlatıyor, Kürt meselesini de anlatıyor. Artık Türkiye bu tür yaklaşımlardan kurtulmalıdır. Biz de, tabanımız da oldukça rahatsızız. Bu dilin en başta medyada çözülmesi gerekiyor. Barış dilde başlar, toplumda hayat bulur.
'DERDİMİZ TÜRKİYE'NİN DEĞERLERİYLE DEĞİL'
Çok net söylüyorum; bu ülkenin başkenti, dili ve bayrağıyla hiçbir zaman sorunumuz olmadı ve tartışma konumuz değil. Sesini duyuyorum o endişeleri olanların; 'Bunlar değilse siz ne istiyorsunuz?' diye soruyorlar bize. Derdimiz Türkiye'nin değerleriyle değil, rejimin demokratik olmayan karakteriyledir. Rejimin eşit yurttaş saymayan karakteriyledir. Altını çizerek ifade ediyorum: Biz, devlet artı demokrasi formülünü öneriyoruz.
Kürt'ün dilinin, kültürünün ve varlığının dışlanmadığı; Alevi'nin eşit yurttaş olacağı bir ülke istiyoruz. Demokratik, eşit vatandaşlık istiyoruz. Var mı burada kimseyi rahatsız edecek bir şey. Bütün farklılıkların zenginlik olarak görülmesini istiyoruz. Kötü bir şey mi istiyoruz. Hepimiz farklıyız ama aynı topraklar üzerinde yaşıyoruz. Niye birimiz daha üstün, birimiz farklılıklarından dolayı cezaya dönüşsün. Niye ben farklıyım dediğinde cezaevine atılsın. Bu topraklar hepimizin ortak vatanıdır.
Bazı vatandaşlar da soruyor; 'Demokrasiyi hedeflemeden barış olur mu?' Bizler bu sürecin menziline demokrasi ve hukuku koyduk. Bu sürecin özü, eşit bir kardeşlik hukuku ve demokratik toplumsal mutabakattır. Barış, demokratik topluma ulaşmamızı sağlayacak yegâne köprüdür. Ve bu köprüyü hep birlikte inşa etmeliyiz. Çünkü barış; solcuların, sekülerlerin, sağcıların, muhafazakarların, milliyetçilerin de hakkıdır.
'CUMHUR İTTİFAKI'YLA İŞ BİRLİĞİ' AÇIKLAMASI
Bazıları da bize sürekli, isteyerek ve bilerek bunu yapıyorlar, MHP ve AKP'yle iş birliği mi yapacaksınız diyorlar. Barış ve demokrasi bizden de Cumhur İttifakı'ndan da daha büyüktür. Barış ve demokrasi yolunda ucuz siyasi hesaplar ve çıkar oyunlarını reddediyoruz. Toplumun ve siyasetin barış ihtiyacını çözmeye kararlıyız. Hangi arkadaşımız konuşsa linç ediyorlar. Doğru mu yanlış mı bakmaksızın. Utanmasalar 'Çatışmalar sürsün, gençlerimizin cenazeleri gelsin' diyecekler. Bunlar ne barut sesi, ne kan kokusu duymuş değiller. Biz artık bu ülkenin gençlerinin tabutlarını omuzlamak istemiyoruz. Barışı omuzlamak istiyoruz. Yaşamın kutsallığına inanıyoruz.
Barış sadece Kürt'ün değil, barış sadece DEM Parti'nin değil, barış 86 milyonundur ve buna sahip çıkmamız gerektiğini belirtmek istiyorum. Sayın Öcalan'ın kardeşlik hukuku çağrısı yeni ve kalıcı bir toplumsal sözleşmenin ruhunu yansıtıyor.
Biz öyle kesinlikle pazarlık unsuru değil, olmayız da. Bu süreç de o süreç değil. Biz demokratik sürecin kurucu unsuruyuz. Bizden daha demokratik zemin mi var? Rotası demokrasi olana elimizi uzatırız, barışa gönül verene de yüreğimizi açarız. Ama ikisi de olmayanın karşısında da mücadele ederiz. Herkesi barış etrafında buluşmaya davet ediyoruz. Bu davet çok kutsal bir davettir.
Gerçek Gündem
Yorum Ekle
Diğer Haberler
İmamoğlu için Diyarbakır Surlarına Kürtçe 'özgürlük' afişi
Ekrem İmamoğlu'nun fotoğraf, video ve sesini barındıran içeriklerin metro, otobüs ve vapurlarda yasaklanmasının ardından CHP, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne ve Bursa'da Tophane'ye, "Free İ...
'Duran Adam' eylemine katılmışlardı... Gözaltındaki gençlere dikkat çeken soru!
Taksim Meydanı'nda "Duran Adam" eylemine katıldıkları gerekçesiyle gözaltına alınan 21 genç, 2911 Sayılı Kanun'a muhalefetle suçlandı. Gözaltındaki gençlere, "Eyleme katılmanız yönünde ta...
CHP’li vekil ‘Önder Apo’ söylemlerine tepki gösterdi
CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı konuşmada, terörle mücadelenin 40 yıllık ağır bir geçmişe ve 2 trilyon dolarlık maliyete mal olduğunu vurgula...
Esad'dan sonra kaç Suriyeli dönüş yaptı? Göç idaresi açıkladı
Göç İdaresi Başkanlığı, Esad rejiminin düşmesinden sonraki süreçte ülkesine gönüllü geri dönüş yapan Suriyeli sayısının 250 bin 64 olduğunu bildirdi. Göç İdaresi Başkanlığı, ülkesine döne...
Meteoroloji Uyardı: O İllerde Yağış Alarmı! Yağmur Fena Vuracak
Meteoroloji Genel Müdürlüğü, yurt genelini etkisi altına alacak sağanak ve gök gürültülü yağışlara karşı uyarıda bulundu. Yapılan son tahminlere göre, Marmara'nın doğusu, İç Ege, Akdeniz,...
Çarpıcı İddia! Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Yeni Anayasa Hamlesi: Taslak Masada Sil Baştan
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde başlatılan yeni anayasa çalışmalarının sil baştan hazırlanacak bir taslakla ilerleyeceği iddia edildi. Çalışmalara siyasi isimlerin yanı sıra anayasa...
Cumhurbaşkanı Erdoğan imzaladı: Dört kritik atama
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hakimler ve Savcılar Kurulu'na 4 yeni üye atadı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, görev süresi 7 Haziran’da dolacak üyelerin yerine Hâkimler ve Savc...
İmamoğlu’na ‘görünürlük’ yasağı… Sansüre ilk tepki gençlerden: İmamoğlu maskeleri her yerde!
Silivri’de tutuklu bulunan CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun fotoğraflarının İstanbul’un panolarında yer alması yasaklanmıştı ve gece yarısı operasyonuyla sökü...
"Siyaset, Türkiye’de saray ile Silivri arasına sıkışmış durumda"
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, “Saraydan talimat gelmese masadaki bardağı mutfağa götürme ehliyeti olmayan, kendi başına herhangi bir karar veremeyen bir topluluk, sa...
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Hakan Sabancı tren seyahatine servet harcadı
Hande Erçel ve Hakan Sabancı'nın aşkı tam gaz devam ediyor. Her geçen gün evliliğe bir adım daha yaklaşan ünlü çift geçen günlerde The Orient Express'in Roma-Paris seferine katılmıştı. Bu...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
40 yaşında yaptığınız bu 4 şey 60 yaşında bunamaya yol açıyor!
Bilim insanları, 40–50 yaş arasında sıklıkla ihmal edilen kronik uyku eksikliği, sosyal izolasyon, kontrolsüz stres ve hareketsizliğin, 60 yaş ve sonrasında demans da dahil olmak üzere nörodejeneratif hastalık riskini önemli ölçüde artırdığını ortaya koydu.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.